Bu pantolonların tamamen kenevirden yapıldığına inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أصدق أن تلك السراويل مصنوعة بالكامل من نبات القنب |
Evet, halısı bile kenevirden yapılmış. | Open Subtitles | أجل، حتى السجادة مصنوعة من القنب إنه رائع |
İskelet için ağaçlar kullanılıyor, yelken ve ipler kenevirden yapılıyordu. | Open Subtitles | من الأشجار بني الهيكل والأشرعة والحبال كانت من ألياف نبات القنب |
Koca bir yılı bir rehabilitasyonda bağışlayıcılık koklayarak, kenevirden yapılmış yatakta yatarak geçirdim. | Open Subtitles | قضيت سنة كاملة في"أشرام" أتعلم المسامحة و أنام على سرير من القنب |
Dünya Günü montun olduğunu çünkü geri dönüşümlü kenevirden yapıldığını söylemiştin. | Open Subtitles | لقد قلت بأنه سترة " يوم الأرض " الخاصة بك لأنه تم صناعته من القنب المعاد تدويره القنب : |
Cırcır böceği unundan, kenevirden ve agave bitkisinden yaptım. | Open Subtitles | وضعت بها "الكريكيت" و "الطحين" و "القنب والصبار" |
Marge, senin için bir cüzdanım var. Doğanın en şaşırtıcı maddesi olan kenevirden dokunmuş. | Open Subtitles | وتركت لك يا (مارج) هدية منسوجة من أكثر المواد الطبيعية إذهالاً، القنب |