| İlk toksin incelemelerinde kurbanların kanında yüksek oranlarda ketamin bulunmuş. | Open Subtitles | تحليلات السموم الاولية لدم الضحايا تشير لمستويات عالية من الكيتامين |
| Şişe ketamin doluydu. Atları yatıştırmaya yarayan bir tür sakinleştiricidir. | Open Subtitles | إذن الزجاجةِ اُضيفَ لها الكيتامين إنّه مسكن يستخدم لتهدئة الخيول |
| Eğer ağrıyı hissediyorsa ketamin işe yaramıyor ve durumu kötüye gidiyor demektir. | Open Subtitles | إذا كان الأمر كذلك، فإن الكيتامين لم يعد مؤثراً و هو على حافة صدمة كبرى |
| Omuz çıkığı için gelmiş ama doktorlar vücudunda ketamin izine rastlamışlar. | Open Subtitles | لقد أتت بكتف مخلوع ولكن الأطباء عثروا على كيتامين في نظامها |
| Vücudunda ketamin olduğunu biliyoruz, belki telefonları uyuşturucu pazarlamasi için kullanıyordu. | Open Subtitles | ,نحن نعلم ان لديه كيتامين في نظامه لذلك , ربما هو كان يستخدم الهواتف المسبقة الدفع .للمتاجره في المخدرات |
| Eğer ağrıyı hissediyorsa ketamin işe yaramıyor ve durumu kötüye gidiyor demektir. | Open Subtitles | إذا كان الأمر كذلك، فإن الكيتامين لم يعد مؤثراً و هو على حافة صدمة كبرى |
| Antrenmanda ağrın oluyor diye ketamin başarısız değildir. | Open Subtitles | بعد ممارسة الرياضة تشعر بالألم لا يعني هذا فشل الكيتامين |
| İlk incelemelere göre kurbanların kanlarında yüksek oranda ketamin var. | Open Subtitles | اختبارات السمية لدم الضحايا تشير لمستويات مرتفعة من الكيتامين الكيتامين مهدىء احصنة بالمقام الاول |
| Zehir raporu kanında yüksek oranda ketamin bulacak. | Open Subtitles | تقرير السموم سيظهر نسبة عالية من الكيتامين فى دمها |
| Çocuklar, bunu yapmadan önce ketamin enjeksiyonunu beklemeliydiniz. | Open Subtitles | كان يجب أن تنتظروا حَقن الكيتامين قبل أن تقوموا بهذا يا شباب |
| Bir ketamin panzehiri hazırlayacağım böylece vaz geçirme işlemine başlayabiliriz. | Open Subtitles | سأعد جرعة من مضاد الكيتامين حتى نبدأ بإزالة مفعوله |
| Daha fazla ketamin harcadım. Dozu yükseltmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | احتجت لمزيد من الكيتامين فقد اضطررت لزيادة الجرعة |
| - Sakinleştirsek peki? - ketamin hayvanlarda hep kullanılır. | Open Subtitles | الايمكننا ان نعطيه مهدأ الكيتامين انه يستخدم على الحيوانات طوال الوقت |
| Minard; 10 mg morfin, 3 mg unasin ve onu kontrol edecek kadar ketamin. | Open Subtitles | مينارد , 10من المورفين , 3 من اليوسين, والقدر الكافى من الكيتامين لكى يُبقية مُحدرا فولير , أفحص غرفة العمليات |
| Hayır ama toksikoloji raporlarına göre ketamin ve oksikodon verilmiş. | Open Subtitles | كلاّ. لكن فحص السموم يُظهر الكيتامين وأوكسيكودون. |
| Yüksek dozda ketamin ve oksikodon ve iç kanama yüzünden. | Open Subtitles | نزيف داخلي تضاعف مع جرعات عالية من الكيتامين وأوكسيكودون. |
| 100 mg ketamin ve 100 mg kas gevşetici hazırlayın lütfen. | Open Subtitles | أطلبي 10 ميلغرام من "كيتامين" و10 ميلغرام من "ساكس" رجاءً. |
| EMT'nin raporuna göre aşırı doz, ketamin olabilir. | Open Subtitles | الطب الشرعي يصرح أنها جرعة " زائدة ربما " كيتامين |
| Dartda ketamin kullandım. Gece kulüplerinde sıklıkla kullanılır. | Open Subtitles | استخدمتُ مهدئ من نوع "كيتامين" إنَّهُ مُخدر نوادي شائع. |
| Ekinezya, tutku çiçeği, birazcık kediotu... ve ketamin. | Open Subtitles | إنه يتكون من زهرة "إشنسا"، زهرة "هيام" والقليل من نبات "ناردين" و"كيتامين". |
| Yani ödemeyi Manny'e ketamin ile mi yapıyordun? | Open Subtitles | لذلك كنت ستدفع ماني للكيتامين ؟ |
| Kaçıran onu LSD ve ketamin karışımı ile uyuşturmuş olan biteni hatırlamıyor ve adamı hiç yakalayamadık. | Open Subtitles | والمُختطف خدّره بخليط ثُنائي إيثيلاميد حمض الليسرجيك والكيتامين لم يتذكّر شيئًا، ولم يمسكوا بالجاني |
| Ona ketamin veriyor. | Open Subtitles | - إنّـه يقوم بحقنّـه بـعقـار الـ " كاتامين ". |