Bakın, sizin gibi kişilere makineli satmanın iki sorunu var. | Open Subtitles | أواجه مُشكلتين عند بيع البنادق الآلية لأشخاص مثلكم |
Öyle şeyler vardır ki ancak belirli kişilere söyleyebilirsin... müdür gibi. | Open Subtitles | هُناكَ أشياء مُعينَة عليكَ قَولُها لأشخاص مُعينين مِثلَ الآمِر |
Sadece Honey değil, maymunların çoğu daha fazla veren kişilere gitti. | TED | ولكن ليس فقط هني، معظم القرود ذهبت للأشخاص الذين يمنحوهم أكثر. |
Bana hayaletlerin yalnızca tanıdığı kişilere, tanıdığı şeylere dadandığını söylemiştin. | Open Subtitles | حسبتك قلت الأشباح يطاردون فقط ما يعرفونه الناس الذين يعرفونهم |
Davetsiz gelen kişilere ne yapıldığını biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعرف ماذا يحدث إلى الناسِ التى تأتى وتتطفل هنا؟ يمكننى أَن أتخيل دعني أَشنقه |
Şu anda bütün araştırmamızı Ray Penbar'ın takip ettiği kişilere yöneltiyoruz. | Open Subtitles | من الآن وصاعداً، سيقتصر بحثنا فقط على هؤلاء الذين كان راي بنبار يقوم بالتحري عنهم في اليابان |
Buradan direkt birlikte çalıştığı kişilere gidecek kadar aptal mıdır? | Open Subtitles | اتظن انه غبي كفاية لفضح امر الأشخاص الذين يعمل لديّهم؟ |
Bay Abagnale.Maliyeyle problemleri olan kişilere kredi vermiyoruz. | Open Subtitles | سيد أباجانيل نحن غالبا لا نقرض المال لأشخاص |
Şimdiye kadar özellikler iyi veya kötü kişilere rastgele verildi. | Open Subtitles | , إلى الآن القدرات كانت عشوائية , تعطى لأشخاص صالحين و أشرار |
Sonra o adını alır amına koyduğum başka kişilere veririm. | Open Subtitles | و أعطي هذه الأسماء لأشخاص آخرين أبرحتهم ضرباً |
Çok güçlü insanlar için bir şeyler buluyorsunuz. Size yardım etmek için her şeyi yapacak kişilere. | Open Subtitles | لقد وجدت أشياء لأشخاص ذوو نفوذ، الذين يفعلون أيّ شيئ لمساعدنك. |
Artık, taciz ve ayrımcılığı, bu derdi çözebilecek kişilere bildirmemizin zamanı. | TED | حان الوقت لنُبلغ عن هذا التمييز وهذا التحرش. للأشخاص القادرين على إصلاح هذه الفوضى. |
Rastgele seçilenin arkadaşlarının derecesi, daha fazladır ve bu yüzden rastgele seçilen kişilere göre daha merkezdedirler. | TED | الأصدقاء للأشخاص المختارين عشوائياً لديهم درجة عالية و أكثر مركزية من الأشخاص المختارين عشوائياً أنفسهم |
Biz öğretmenler ümit veren kişilere bunu yaparız. | Open Subtitles | انت تعلم، ان المدرسون يقومون بذلك للأشخاص الذين يثقون بهم |
Jane'ninki gibi bir ortamda büyüdüğünde unvanlı kişilere karşı bir tavrın olur. | Open Subtitles | عندما تكبرين مثل جين سيكون لديكِ موقف حول الناس الذين هم معنيون. |
Afkhami de bu bilgiyi, onu öldüren kişi ya da kişilere iletti. | Open Subtitles | ثمّ أفخامي مرر المعلومات من و إلى الشخص أو الناس الذين قتلوه |
Ama sana ihtiyacı olan kişilere yardım ediyor ve umut veriyorsun. | Open Subtitles | لكن الحقيقةَ، تُزوّدُ مساعدةً وأملَ ويُريّحُ إلى الناسِ الذي يَحتاجُه. |
Genelde bu ödülü daha yaşlı kişilere verirler. Niles. | Open Subtitles | تَعْرفُ، بشكل مألوف هم أعطِهم خارج إلى الناسِ الأكبر سنّاً الكثيرِ. |
Krallığı yok etmek isteyen kişilere karşı Uther, şövalyeleri bir araya topladı. | Open Subtitles | أوثر كون الفرسان لخدمة المملكة ضد هؤلاء الذين يريدوا تدميرها |
Önce kişilere yazılan ilaçların her zaman işe yaramadığı gerçeğiyle başlayalım. | TED | دعونا نبدأ مع الحقيقة بأن العديد من الأدوية لا تعمل مع الأشخاص الذين وصفت لهم. |
Bu iş örgütlenme meselesi. Şikayetlerimizi doğru kişilere iletme meselesi. | Open Subtitles | ان الامر يدور حول زيادة التنظيم و ارسال همومنا الى الناس المناسبين |
Sıradan insanların, gizli şirketlerin arkasında kimliklerini gizleyen kişilere öfkelenmesine ihtiyacımız var. | TED | نحن بحاجة إلى أن يغضب الناس العاديين فيما يخص الطريقة التي يمكن للناس فيها إخفاء هوياتهم خلف الشركات السرية. |
İlginç. Sadece senin onayladığın kişilere cömert olmamı istiyorsun. | Open Subtitles | انا افهمك انت تريدين ان انفق على من تمثليهم فى المركز |
Cesetleri kanundan saklamayı gösteriyordu ama aynı zamanda mesajın gönderilmesi amaçlanan kişilere sergileniyordu. | Open Subtitles | كان يفترض به اخفاء الضحايا من قوات حفظ القانون و فى الوقت نفسه القيام بعرضها للاشخاص المخصصة لهم الرسالة |
Filmlerde doğru şeyi yapmak için farklı bir yol izleyen kişilere verilen bir ad var: | TED | في الأفلام، لديهم اسم يطلقونه على الأشخاص الذين يسلكون طريقًا مختلفًا ليفعلوا الأشياء بطريقةٍ صائبة. |
Bu kişilere adanmış olmak lazım asla kim benim yüzümden. | Open Subtitles | اهداء منى ل لأولئك الذين لم يجب أن يكون, بسببي. |