Yani Tobias'ın kişiliklerinden birinin babası olduğunu mu söylüyorsun? | Open Subtitles | اذن تقول ان احدى شخصيات توباياس هي والده؟ |
Bunu ona Mara'nın kişiliklerinden biri olan Lucy'nin verdiğini düşünüyoruz. | Open Subtitles | هو اعتقد دائما ان لوسي واحدة من شخصيات مارا اعطته اياه |
Mara'nın kişiliklerinden biri değilim. | Open Subtitles | انا لست احد شخصيات مارا |
Bu gece kişiliklerinden biriyle tanıştın, Edward dört yıl önce cinayetleri o işlemişti. | Open Subtitles | إجتمعت بأحدى شخصياته الليلة إرتكبت تلك جرائم القتل قبل أربعة سنوات |
Çünkü sen Edward onun kişiliklerinden birisin. | Open Subtitles | لأنك إدوارد أحد شخصياته |
Yani sanırım tımarhanede Paquito vardı ama o da Susan'ın kişiliklerinden bir tanesiydi o da sayılmaz. | Open Subtitles | أعني ، أعتقد أنه كانت هناك قصة مصورة لـ (باكيتو) في المؤسسة لكن كان مجرد إحدى شخصيات (سوزان) لذلك أنا لا أعتقد أن ذلك يهم حقا |
Aldığımız bilgilere göre kişiliklerinden biri, çalıştığı Philadelphia Hayvanat Bahçesi'nde bulunan hayvanların bir karışımı. | Open Subtitles | فالتقارير تشير حتى أن واحدة من شخصياته مزيج من الحيوانات المختلفة في حديقة حيوانات (فيلادلفيا)، حيث كان يعمل. |