Fakat asıl konu şu ki, ben orada düş kuran biri olarak bulunuyordum. | TED | ولكن أود أن أشير إلى نقطه وهي أنني كنت كما أنا ، كحالمه. |
Biri,unutma ki ben bir politikacıyım... ...bu yüzden dışarıda bakanlarımla çalışmalısn... ...ve Kiribati halkının bunun iyi bir fikir olduğuna ikna etmelisn. | TED | الأول، أن تتذكر أنني رجل سياسة، فيجب عليك إذن أن تخرج و تعمل مع وزرائي لإقناع شعب كيريباتي أن فكرتك فكرة جيدة. |
Ama gerçek şu ki ben tembel biriyim Matmazel Larina. | Open Subtitles | ولكن الحقيقة هي أنني في فترة ركود ، آنسة لارين. |
Fakat anlamanız gerekiyor ki, ben bu krizleri daha önce yaşadım. | Open Subtitles | ولكن لابد أن تتفهم أنني مررت بمثل هذه الكوارث من قبل |
Sorun şu ki ben bu yerlere ait değilim. | Open Subtitles | المشكلة كانت أني أنمو جزئياً في المنطقة |
Onu buraya geri getir ki; ben de onunla konuşabileyim. | Open Subtitles | حسناً , أعيديه إلى هنا , حتى أستطيع التحدث إليه! |
Biliyorsun , l've söylendi ki ben bir şey bir parçası. | Open Subtitles | . تعلمين ، لقد قيل لي أنني كنت جزءاً من شيء |
Ne yazık ki, ben başıma gelecekleri kestirebildiğim için Pasadena'nın kaba sokaklarından daha misafirperver bir yer bulup yerleşmeliyim. | Open Subtitles | لسوء الحظ, بما أنني محصور في هذه الأرض ذات المستقبل سهل التوقع فأنا بحاجة لأجد مكانا أكثر ترحابا من |
Biliyorsun ki ben hiçbir şeyi abartmam, eğer inanılmaz diyorsam... | Open Subtitles | تعرفين أنني لن ـقوم بهذا لذا أنا أقول أنه مذهل |
İyi ki ben de ordaymışım, yoksa hiç kimse gelmemiş olacaktı. | Open Subtitles | من الجيد أنني كنت هناك وإلا ما كنا سيظهر أيَّ أحد |
- Tek problem şu ki ben rastgele biriyle takılmak istemiyorum. | Open Subtitles | المشكلة الوحيدة هي أنني لا أريد أن أقيم علاقة مع غريب. |
Kariyerimi bir mimar olarak becerilerimi bileyerek geçirdiğimde farkına vardım ki, ben aynı zamanda bir iyileştiriciyim. | TED | حياتي المهنية قضيتها لتطوير مهاراتى كمهندس معاري، أدرك أنني الأن معالجةٌ أيضاً. |
Diyelim ki ben çok başarılı oldum. ve ertesi gün size ne kadar başarılı olduğumu söylemek istedim. | TED | دعونا نفترض أنني في ازدهار، ثم أردت إخباركم في الغد كيف أبليت حسنا. |
Çünkü öyle görünüyor ki ben tipik bir aile içi şiddet kurbanıyım ve tipik bir şiddet sağ kalanıyım. | TED | لأنه تبين أنني ضحية نمطية جدا للعنف الأسري وناجية نمطية من العنف الأسري. |
Bakın, ben bir teknoloji hayranıyım. Fakat size itiraf etmeliyim ki ben biraz, | TED | انظر، أنا أحب التكنولوجيا، لكن يجب أن أعترف أنني كبير في السن. |
Ve tabi ki, ben de enstrümanları filmime bedava olarak aldığım için mutluydum, ki yapmaya çalıştığım şey buydu. | TED | ومن الواضح أنني كنت سعيداً لأنني حصلت على الآلات الموسيقية في فيلمي مجاناً، الذي كان نوعاً ما ما حاولت القيام به. |
Buradaki sorun şu ki, ben bir fizikçiyim ve bunun üzerine çalışıyorum. | TED | ومشكلتي مع هذا أنني فيزيائية، وأدرس هذا. |
Ama o an anladım ki ben hiçbir zaman sisteme değişmesini söylemiyordum. | TED | ولكن ما أدركته في تلك اللحظة كان أنني لم أكن أطلب أبداً من المنظومة أن تتغير، |
Sorun şu ki ben bu yerlere ait değilim. | Open Subtitles | المشكلة كانت أني أنمو جزئياً في المنطقة |
Şimdi endişelenmeyi bırak ve elini sabit tut ki ben de arteri bağlayıp hastayı kurtarabileyim. | Open Subtitles | أريدك أن تتوقفى عن القلق وأن تجعلى يدك ثابتة حتى أستطيع أن أربط هذا الشريان وأنقذ مريضك |