Sayfa 238, 137. madde diyor ki, eğer CEO ölürse geçici CEO'nun gerçek CEO olması için bir sonraki mali yıla kadar | Open Subtitles | الصفحة 238 ، الفقرة 137 تنص على أنه إذا مات المدير التنفيذي رئيس تنفيذي مؤقت سيتم تعيينه حتى يعقد المجلس انتخابات تصويت |
Fatkettim ki eğer Korsan Parti tarafından host edilirsek ve birileri onları da kapatırsa, bu bir partiyi kapatmak anlamında gelir. | Open Subtitles | أدركت أنه إذا تمّت إستضافة موقعنا من طرف حزب القراصنة فهذا يعني أنه إذا قام شخص ما بإيقافهم فسيقومون بغلق الحزب |
Şu ki eğer beraberliğimizi sürdürmeye devam etseydik mutsuz olacaktı. | Open Subtitles | ، أنه إن بقينا سوية . بأنها ستعيش في تعاسةمطلقة |
Ona de ki eğer 51 numaraya haber vermezse, bundan sorumlu tutulacak. | Open Subtitles | قل له انه اذا لم يخبر الرقم 51 ، فانه سيتحمل المسؤولية |
Diyorum ki, eğer ışığa inanıyorsan karanlığa da inanmak zorundasın. | Open Subtitles | أقول أنه لو كنتِ تؤمنين بالنور فلابد أن تؤمني بالظلام |
Ve polisler biliyordu ki eğer dosya altüst edilirse, hepsi birden açığa çıkacaklardı. | Open Subtitles | عرف رجال الشرطة أنّه إذا ظهرتِ الأمور فسيكونون عرضة للخطر |
Ve anladım ki; eğer yaratıcılığımı geri istiyorsam, farklı şeyler yapmak için kendimi zorlamaktan vazgeçip eskiye geri dönmeliyim. | TED | وأدركت أنني إن أردت أن أستعيد إبداعي علي الإقلاع عن محاولة التفكير خارج المألوف و العودة إليه. |
Düşündüm ki eğer seni buraya getirebilirsem seni etkileyebilirim. | Open Subtitles | إعتقدت بأنه إذا كان من الممكن أن أحصل عليك هنا فيمكنني أن أغويك |
Sonra fark ettim ki, eğer minnettarmış gibi davranırsan bir noktada gerçekten minnettar oluyorsun. | TED | وتعلمت أنك إذا تظاهرت بالامتنان، فإنك ستصبح شخصية ممتنة على الدوام. |
Sana diyorum ki eğer şimdi ameliyat edersem onu öldürürüm. | Open Subtitles | أنا أقول لك أنه إذا كنت تعمل الآن، وسوف يقتله. |
Ve gördü ki eğer iltihap yoksa tarama sonucu tekdüze gri renkte. | TED | ورأت أنه إذا لم يكن هناك إلتهابات فالأشعة تكون رمادية كلها . |
Şunu da kabul etmeliyiz ki, eğer çocuğunuz şiddete yatkınsa, şiddet oyunları onu daha iyi bir şiddet çocuğu yapabilir. | TED | ولكن يجب أن نعترف أنه إذا كان لديك طفل مستعد للعنف ستساعد الألعاب العنيفة على جعله طفلاً عنيفاُ. |
Anladım ki, eğer öğrencilerimden açıkça konuşmalarını isteyeceksem, ben de kendi gerçeğimi söylemeli ve bunu yapamadığım zamanlar hakkında onlara karşı dürüst olmalıydım. | TED | وأدركت أنه إن كنت سأطالب طلابي بالجهر بالكلام، فيجب عليّ إخبار حقيقتي وأصدق معهم عن المرات التي فشلت بفعل ذلك فيها. |
Yani bu demek oluyor ki, eğer bazı insanlar senin çekici olduğunu düşünüyorsa, ve diğerleri koca bir çirkin düşünüyorsa, aslında daha iyi durumdasın. | TED | ما يعنيه ذلك هو أنه إن كان بعض الناس يعتقدون بأنك جذاب فإنه من الأفضل لك أن يعتقد جانب آخر من الناس بأنك قبيح للغاية. |
Gerçek şu ki, eğer deneyip de işe yaramasaydı, global toplumun birleşmek için ne kadar isteksiz olduğu izerine konuşma yapardım -- ta ki, Somali'de genç bir kızın yanına gidene kadar. | TED | ومتيمنا بحقيقة انه اذا حاولت ولم تنجح الفكرة فسوف أكون قادرا على الأقل أن أدلي ببيان عن مدى عدم رغبة المجتمع العالمي بالاتحاد الى أن كنت في الصومال وحملت تلك الفتاة الصغيرة |
O ve ben biliyorduk ki, eğer vurmasaydım, annemi öldürecekti. | Open Subtitles | أنا وهى كلانا نعرف أنه لو لم أفعل كان سيقتلها، |
Kendi kendime dedim ki, eğer partiyi ben yöneteceksem, ...üzerime bir şeyler geçirmeliyim, öyle değil mi? | Open Subtitles | قرّرتُ أنّه إذا كان عليّ إدارة الحفلة، فلابدّ أن أتنكّر على الأقل، صحيح؟ |
Şundan eminim ki eğer bir gün onu görmek istersem onu nerede bulacağımı biliyorum. | Open Subtitles | ما أعرفه أنني, إن أردتُ أن أراه, فإنا أعرف أين أجده. |
Satine'e söyledim ki eğer Christian onun yakınına gelirse öldürülecek! | Open Subtitles | لقد أخبرت ساتين بأنه إذا إقترب كريستان منها، فسوف يُقتل قريباً جداً سيحدث ذلك |
Bunun anlamı şu ki, eğer onunla bağlantıdayken yanlış bir hareket yaparsan geri tepme ihtimali var. | Open Subtitles | إذا هذا يعني أنك إذا قمت بأي حركة غريبة عندما تتعامل معه ربما ستندلع المشاكل |
Ve bu ölü. Böylece hiç şüphem yoktu ki, eğer bir şekilde hayatı taklit eden şeyler yapabilirsek, haydi bir adım öteye gidelim. | TED | لذا كنت أميل إلى الاعتقاد، أننا إذا استطعنا بشكل ما أن نجعل الأشياء تحاكى سلوك الأحياء، فلنذهب إلى مدى أبعد. |
Biliyordum ki eğer bunu yeterince iyi yaparsam bu şampiyon zihniyeti yarışmaya yansıyabilirdi. | TED | وعلمت أنني إذا بذلت جهداً كافياً، فستنعكس الصحة النفسية للأبطال على أرض المواجهة. |
O kadar çok ki hücre oluşturdular ki, eğer florasan bir boyayla onları boyarsanız, onların acayip bir yapı oluşturduklarını, adeta hücresek bir yapıştırıcıya dönmelerini kırığın bulunduğu bölgeye gelmelerini kırığı tamir ettiklerini ve çalışmayı bıraktıklarını görebilirsiniz. | TED | لدرجة أنك لو وسمتهم بصبغة الفلور فيمكنك رؤيتهم كغراء خلوي متميز يملأ منطقة الكسر، يصلح مكانها ثم يوقف عملها. |
Seni Whitney'le gördüğümde, anladım ki eğer sana karşı olan duygularımı açıklamazsam seni sonsuza dek yitirebilirim. | Open Subtitles | عندما رأيتك مع ويتني أدركت أني إن لم أتصرف بحسب مشاعري فقد أخسرك للأبد |
Demişti ki, eğer bir nesne ışık hızından daha yüksek bir hıza ulaşırsa zaman çizgisi bükülebilir. | Open Subtitles | قال أنّه لو استطاع شيء ما أن يدفع يرسل غرضاً أسرع من الضوء، حينها يمكن تطويع الزمن. |
Ortalıkta dolanan dedikoduları, hikayeleri işittim öyle ki eğer batıya seyahat edersek ilginç bir şekilde zengin ve bereketli topraklara ulaşacakmışız. | Open Subtitles | سمعتُ تلك الإشاعات، تلك القصص، أننا إن اتجهنا غرباً، فسوف نصل إلى أرض غنية ووفيرة. |
Ve ben düşündüm ki eğer motif birbirinden farlı ögeleri birleştirebiliyorsa bunu herhangi bir şey için de yapabilir. | TED | وفكرت أن إذا كان النمط يمكنه توحيد هذه العناصر المتفاوتة فإنه يستطيع فعل أي شيء |