Sayın Bakan, sizi temin ederim ki her şey usulüne uygun. | Open Subtitles | سيدي الوزير ، أؤكد لك أن كل شيء على ما يرام |
- Size temin ederim ki her biri tıbbi olarak gerekliydi. | Open Subtitles | يمكنني أن أؤكد لكم أن كل من تلك الإجراءات اللازمة لصحتي |
Ne zaman onunla olsam, biliyorum ki her şey yolunda gidecek. | Open Subtitles | عندما أكون معها أعلم أن كل شيء سيكون على ما يرام |
Ama her arı bilir ki her küçük iş düzgün yapıldığında büyük anlam taşır. | Open Subtitles | ولكن النحل يعلم أنّ كل وظيفة صغيرة إن تمت بإتقان، تعني الكثير |
Fakat değiştim ve bence şunu diyebilirsin ki her şey çok başarılı oldu. | Open Subtitles | ولكن تجاهلت الأمر وأعتقد أنه بامكانك القول بأن كل شيء مضى بشكل جيد |
Fikir şu ki her bir uygulama için fiziksel şekil uygulamayla eşleştirilebilir. | TED | والفكرة هي أن لكل تطبيق فردي، شكلا ماديا يُمكن أن يوافق التطبيق |
- O bir polis. Tabi ki her şeyi bilcek. | Open Subtitles | انه شرطي , والشرطي يعرف كل شئ |
Dinle, öyle acele gittiniz ki her şeyin iyi olduğundan emin olmak istedim. | Open Subtitles | لقد غادرتا في عجلة من أمركما أردتُ أن أتأكد أن كل شيء بخير |
Öğrendim ki, her yıl iki milyar kg iade kıyafetin serüveni, katı atık depolama sahasında bitiyordu. | TED | وعرفت أن كل عام، 4 مليار جنيه من الملابس المُرَدّة ينتهي بها الحال في النفايات |
Elbette ironi şudur ki her büyük şirket küçük, girişimci bir şirket olarak başlamıştır. | TED | الآن، المفارقة هي، بالطبع، أن كل شركة كبيرة بدأت كشركة صغيرة المشاريع. |
Ve bu deneyimler sonucunda, şunu anladım ki her birimizde kabul edilebilir bir davranış yelpazesi vardır. | TED | أصبحت أُدرك من خلال هذه التجارب أن كل شخص منا لديه ما يسمى نطاق السلوك المقبول. |
Ve iddia ediyorum ki her bit veri Web'e ait olacak. | TED | وأنا أقترح أن كل بيان سيكون مملوكاً للويب. |
Gelecekte olacakları kontrol etmem gerekmiyor... ve inanıyorum ki her şey yoluna girecek. | Open Subtitles | ليس من الضروري أن أسيطر علي كل شيء في المستقبل وأعتقد أن كل شيء سيكون علي ما يرام |
Gelecekte olacakları kontrol etmem gerekmiyor... ve inanıyorum ki her şey yoluna girecek. | Open Subtitles | ليس من الضروري أن أسيطر علي كل شيء في المستقبل وأعتقد أن كل شيء سيكون علي ما يرام |
Sebep ne olursa olsun şunu anladım ki her son, yeni bir karışıklığa yol açıyor. | Open Subtitles | مهما كان السبب فهو جعنلي أدرك أن كل نهاية تؤدي لعواقب جديدة |
Bir şekilde biliyorum ki, her şey yoluna girecek. | Open Subtitles | أعرف بطريقة ما أن كل شيء سيكون علي ما يرام |
Donna, kaçtığın ve okuldakileri göreceğin için gerginsin biliyorum ama bilmeni isterim ki her şey kontrolüm altında. | Open Subtitles | حول مقابلة زملائك في المدرسة بعد هربك وكل ما هنالك لكن أريدك أن تعلمي أن كل شيء تحت السيطرة |
Birkaç bir şey okudum ve gördüm ki her evlilik el kitabı iktidarsızlık için öneriler sunuyor, çoğu zaten Betty'den bildiğimiz şeyler. | Open Subtitles | كنت أقوم ببعض القراءة، واتضح أنّ كل دليل زواج يشتمل على إيحاءات لعجز جنسي، |
Bu da demektir ki her biriniz 215.9 kişiyi koruyup kollamalısınız. | Open Subtitles | ما يعني أنّ كل منكم يحمي ويخدم 215,9 شخص |
Kendi içinde herkes düşünüyor ki her şey farklı olacak. | Open Subtitles | هذا اليقين الجبلّيّ السحيق بأن كل شيء سينتهى إلى خير |
Deneyler gösterdi ki her bir atomun çekirdekten de ufak olan ve elektron bulutu tarafından çevrilmiş küçücük ve yoğun çekirdeği var. | TED | وجدت التجارب أن لكل ذرة نواة صغيرة جدًا وكثيفة، محاطة بسحابة إلكترونات تفوقها في الصغر. |
- O bir polis. Tabi ki her şeyi bilcek. | Open Subtitles | انه شرطي , والشرطي يعرف كل شئ |
Bunu ölüme de uyarlamaya çalışıyorum dünyamızda bulunduğuna göre. Newton der ki; her eylemin bir eşit, bir de karşıt tepkisi vardır. | Open Subtitles | يمكنك القول أن لكل فعل لديه رد فعل معاكس مساو له |
ki her bölümde apayrı bir can sıkıntısı | Open Subtitles | لا تحوي كل حلقة منه إلا الرعب |