Dün başkan Kiel gecikme yüzünden sitem etti. | Open Subtitles | الرئيس [ كيل ] أتى لزيارتي بالأمس |
Ama Kiel fatihi Lyze gelip kötü baykuşların başını ezdi. | Open Subtitles | لكن (لايز) قائد (كيل) أجهز على قائد البوم الشرير |
Aşağı atlıyor, Kiel fatihi Lyze gibi sessizce süzülüyoruz. | Open Subtitles | نثب للأسفل، نطوف بصمت (مثل (لايز) قائد (كيل |
Kiel fatihi Lyze'ın kanatları da çok kısaymış derler. | Open Subtitles | حسنا، قيل أن جناحي (لايز) قائد (كيل) كانا قصيرين أيضاً |
Çok zaman önce, bu gerçeği savunurken, Kiel fatihi korkak Lyze tarafından vahşice saldırıya uğradım. | Open Subtitles | منذ عهد بعيد، هاجمني (لايز) قائد (كيل) بشراسة للدفاع عن تلك الحقيقة |
Neyse ki, Dr. Kiel'in olanlardan haberi yok bu yüzden, sanırım iş skandala dönüştüğünde aleyhine dava açılacak. | Open Subtitles | لحسن الحظ, الطبيب (كيل) يبدو انه كظل فى الظلام لذا لا أظن انه سيتم توجيه التهم له عندما ينكشف الأمر |
Geçen ay, Dr. Kiel'e verdiği iki çek karşılıksız çıkmış. | Open Subtitles | الشهر الماضى , دفعت فحصين للطبيب (كيل) متأخرة |
Hatta Kiel fatihi Lyze bile. O bile gerçek Eg. | Open Subtitles | وكذلك (لايز) قائد (كيل) حقيقي (يا (ايج |
Dr. Jonas Kiel'in ofisinden aşırdım. | Open Subtitles | (سُرقت من مكتب الطبيب (جوناس كيل |
- Ama ben Kiel fatihi Lyze'ım. - Soren, ama.. | Open Subtitles | (ولكني (لايز) من (كيل ...سورين) ولكن) |
Kiel fatihi Lyze sensin. | Open Subtitles | (أنت (لايز) قائد (كيل |
Evet. Kiel fatihi Lyze sensin. | Open Subtitles | أجل - (أنت (لايز) قائد (كيل - |
Kiel fatihi Lyze benim kahramanım. | Open Subtitles | أن (لايز) قائد (كيل) هو بطلي |
Efsanevi, Kiel fatihi Lyze. | Open Subtitles | لايز) قائد (كيل) الأسطوري) |