Bu öncelikli su hakları kilit nokta. | TED | ان حاملي هذه الحقوق هم المفتاح لهذه المشكلة |
Öngörülebilir yoğunlukta ve davranışta dokular üretmek burada ikinci konu, ve bu modellerin ilaç keşiflerinde benimsenmelerinde gerçekten de kilit nokta olacak. | TED | استحداث أنسجة ذات كثافة وسلوك متوقع هي الخطوة الثانية، وسوف تكون حقاً المفتاح نحو الحصول على هذه النماذج لاستعمالها في اكتشاف العلاج. |
Bence biz de köprülerimizi ve diğer yapılarımızı tedarik eden insanlarla konuşmalıyız, çünkü tedarik kilit nokta. | TED | وأعتقد أننا بحاجة إلى بدء الحديث لأولئك الناس الذين يقومون بشراء جسورنا، وهياكلنا، لأن الشراء هو غالبًا المفتاح. |
Bu sorunun içindeki kilit nokta mutluluk bilimini anlamak. Çünkü bu sorunun anlattığı şey | TED | يتضمن ذلك السؤال على مفتاح فهم علم السعادة. لأن ما يفترضه ذلك السؤال |
Şimdi kilit nokta onun ton balığı gibi davranmasını sağlamak. | TED | والهدف الان هو جعلها تتفاعل و تتصرف كما التونا |
Yani benim için kilit nokta merdivende yürürkenki bu hissi düz zemine taşımaktı. | TED | لذلك كان المفتاح بالنسبة لي هو ترجمة هذا الشعور من المشي على الدرج على الأرض المسطحة. |
İlk kilit nokta, hiçbir takımın ikiden fazla maç yapmayacağı. Çünkü karşılaşabileceği sadece iki takım var. | TED | المفتاح الأول هو في معرفة أنه لا يوجد فريق سيلعب أكثر من مباراتين، لأن هناك فقط فريقان آخران. |
Şans işte ama kilit nokta harflerin ilk dizesi. | Open Subtitles | لقد كنت محظوظة, ولكن المفتاح فى السلسلة الأولى من الرموز. |
kilit nokta, dükkân sahibine kontrolün kimde olduğunu göstermektir. | Open Subtitles | المفتاح هو انت تجعل البائع يشعر انه تحت السيطره |
Hepiniz burada yeni olsanız da, size bu bölgenin Dış halka'ya açılan önemli bir kilit nokta olduğunu belirtmeme gerek yok. | Open Subtitles | بالرغم من ان كلكم جدد هنا يجب على ان اذكركم ان هذا القوس هو المفتاح للفضاء |
Kızın aklına girmenizi istiyorum. kilit nokta o. | Open Subtitles | أريدكِ أن تدخلي إلى رأس الفتاة، إنها المفتاح |
Her gerçek şampiyonun bildiği gibi asıl kilit nokta zihindedir. | Open Subtitles | كل بطل حقيقي يعرف أن لعبة العقل هي المفتاح |
kilit nokta rakibin kendine güvenini kullanmaktır. | Open Subtitles | المفتاح هو أن تستخدم الثقة الزائدة للخصم |
kilit nokta asla ama asla yatıya kalmalarına izin vermemek. | Open Subtitles | المفتاح الرئيسي هو أن لا أبيت حتى اليوم التالي |
Karısı kilit nokta. Karısından devam et. | Open Subtitles | الزوجة هي المفتاح إستمر بالضغط بشأن الزوجة |
kilit nokta şüphesiz eşsiz ara yüzüdür. | Open Subtitles | المفتاح بالطبع هي الواجهة الفريدة من نوعها |
Cevap için: 3 Cevap için: 2 Cevap için: 1 Buradaki kilit nokta sondan başlamak. | TED | أجب خلال 3 أجب خلال 2 أجب خلال 1 مفتاح الحل هنا أن تعمل بشكل عكسي. |
Bu yöntemin işe yaraması için kilit nokta, insanlar arası bir etkileşimin var olması gerekir. | TED | و مفتاح هذا الشيء لكي يعمل لابد أن يكون هنالك تأثير شخصي |
Sanırım kilit nokta, espri anlayışı. Bende bu yok. | Open Subtitles | أعتقد أن حس الدعابة مفتاح ولكني لا أملكه |
HC: Burada hatırlamak gereken kilit nokta, bu ton balığının gerçekten ne olduğu umrumuzda değil. | TED | هومارو كانتو : الفكرة الاساسية التي يجب ان نتذكرها دوما هو انه لا يهم ما هو مكون التونا |