Saatte 152 kilometreyle dünya rekorunu elinde bulunduruyor. | Open Subtitles | وفقا للأسطورة ماخ الحضرية، فهي حامل الرقم القياسي العالمي للسرعة. 95 ميلا في الساعة. |
Nişan alacak bir yüzgeçten başka bir şey bulunmamasına ve saatte 65 kilometreyle uçuyor olmasına rağmen, ...yarasa balıkları tam anlamıyla gafil avlar. | Open Subtitles | باستخدام أكثر من زعنفة للتوجه نحو الهدف وعند طيرانها بسرعة 40 ميلا بالساعة تصطاد الخفافيش السمك على حين غرة |
Araç saatte ortalama 70 kilometreyle gidiyordu, tamam mı? | Open Subtitles | الجري كان جيداً الشاحنة كانت تسير بمعدل 45 ميلا في الساعة ، صحيح ؟ |
Buradaki buzdağları o kadar büyük ki metreyle değil, kilometreyle ölçülüyorlar. | Open Subtitles | الجبال الجليدية هنا كبيرةٌ جداً حتى أنهم يُقاسوا بالأميال لا الأمتار |
Buradaki buzdağları o kadar büyük ki metreyle değil, kilometreyle ölçülüyorlar. | Open Subtitles | الجبال الجليدية هنا كبيرةٌ جداً حتى أنهم يُقاسوا بالأميال لا الأمتار |
Günde 7 kilometreyle doktora gitmezsin. | Open Subtitles | ستة أميال في اليوم تبقي الطبيب بعيدا. |
Saatte 241 kilometreyle herhangi bir yönde, 96 kilometre görüş alanıyla giderken, hedefinizin saklanacak neredeyse hiçbir yeri yoktur. | Open Subtitles | عندما يمكنك السفر 150 ميلا في الساعة على أي محور، مع 60 كيلومتر من وضوح الرؤية لا يوجد مكان تقريبا ليختفي الهدف |
Kaya kartalları saatte 320 kilometreyle saldırabilir. | Open Subtitles | النسور الذهبية يمكن أن تنحدر ل 200 ميلا في ساعة. |
Saatte 320 kilometreyle pike yapabilir. | Open Subtitles | إنها يمكنها الغوص لمائتى ميلا في ساعة. |
- Saatte dört kilometreyle gidiyorum, Maura. | Open Subtitles | أنا أفعل ثلاثة أميال في الساعة يا مورا |
Glenn'le Tara hâlâ yaşıyorsa ve kayda değer bir gecikme yaşanmadıysa saatte takriben 4,8 kilometreyle yol almaya devam etmişlerdir. | Open Subtitles | لو (غلين) و(تارا) ما زالا حيين ولم يواجها عوائق تؤخرهما بشكل كبير... فسيتابعان السفر بسرعة 3 أميال في الساعة تقريباً |