Dışişleri, uçaktaki 6. kişinin kimliğinin tespiti konusunda son derece sabırsızlanıyor. | Open Subtitles | إن دائرة حكومة الولاية قلقة للغاية حول معرفة هوية الاشخاص الستة |
Bize gerçek kimliğinin Cumhuriyet Şehri'nin en ünlü mafya babası Yakone olduğunu söyledi. | Open Subtitles | . وأبلغنا بأن هوية الحقيقية هى ياكونى أشهر مدبر للجريمة فى مدينة الجمهورية |
Bir kişinin kimliğinin taşınabilir olması ne demektir? | TED | إذأ ماذا يعني أن تكون هوية الناس متنقلة؟ |
Suçlunun kendi yüzüne yaptığı tahribat kimliğinin belirlenmesini zorlaştırıyor. | Open Subtitles | هذا الرجل كان مصاب بعده جروح ذاتيه فى وجهه صعبت على رجال الشرطه التعرف على هويته , و الأن مع أخبار الرياضه |
Nasıl kaydolduğunu görebiliyorum. Belki kimliğinin bir kopyası vardır. | Open Subtitles | سأفهم ماهو متورط فيه ربما هناك نسخة من هويته |
Benle çalışmayı kabul edersen gizli kimliğinin ortaya çıkmasına asla izin vermem. | Open Subtitles | اذا قبلت العمل معي سأعمل على أن تبقى هويتك سرية |
Şimdi içki dükkanına gidelim de salak kimliğinin reddedilmesini görelim. | Open Subtitles | لنذهب الى متجر الكحول، ونشاهد هويتك المزيفة الغبية حين يتم رفضها |
Bir kızın okula kaydolması onun kimliğinin ve isminin tanınması demektir. | TED | الالتحاق بالمدرسة يعني أن تعرف هويتها واسمها. |
Bir kimliğinin olmamasının verdiği acı çok kötü. | Open Subtitles | المأساة التي ليس لها هوية أتفهمني، أليس كذلك ناروتو؟ |
Mike Snider'ın kimliğinin üstünde salakça bir isim yazmıyor, tamam mı? | Open Subtitles | هوية مايك سنايدر ليس عليها اسم واحد فقط، اتفقنا؟ |
Patronumun istediği son şey, Fuller'ın kimliğinin öldükten sonra açığa çıkarak, 13 aylık zorlu bir işe gölge düşüren bir duruşmanın olması. | Open Subtitles | وأخر ما يوده رئيسي هو محاكمة. حيث تعرض هوية العميل فولر للتشريح. وفضح 13 شهرا من العمل الشاق. |
Ben gönüllüyüm. Cesedi burada bulunan genç bir kadının kimliğinin bulunması için yardım etmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا متطوع، وأحاول تحديد هوية جثة المرأة التي وُجدت هنا |
John ve Jane Doe'nun kimliğinin tespiti için yardım ediyoruz. | Open Subtitles | نحن نساعد على تحديد هوية المجهولين والمجهولات |
Gizli bir kimliğinin olması güzel olmalı. | Open Subtitles | لا بدّ أنه شيء جميل أن تكون لديك هوية سريّة |
Yüzünde ve vücudundaki kendi kendine yaptığı ağır asit yanıkları kimliğinin saptanmasını imkânsız kılıyor. | Open Subtitles | بعد ان سكب على وجه الأسيد مما تعثر على السلطات تحديد هويته |
Eğer kimliğinin açığa çıkmış olabileceğini hissederse bütün yarım kalmış işleri temizlemek için programlandı. | Open Subtitles | لو شعر أن هويته قد انكشفت، فهو مُبرمج كي يتخلص من كل الأدلة |
kimliğinin parçaları hafızalarına kazınmış durumda. | Open Subtitles | جزئية من هويته محصورة بعقولهم. |
Dur bir dakika. Annem, kimliğinin doğrulandığını söyledi. | Open Subtitles | لحظه أمي قالت أنه تمّ التأكد من هويته |
Buraya gizlice girdin ve... ..Kang Woo'yu kurtarmak için kimliğinin ifşa edilmesini riske attın. | Open Subtitles | وعرضتي هويتك للخطر من فضلك اعطني سببا مقنعا لإنقاذك لحياة كانغ وو |
Neden gidip birer kahve içerken, hem senin sahte kimliğinin ayrıntılarını hem de bu hizmetimi sınıf arkadaşlarına nasıl sunabileceğimi konuşmuyoruz? | Open Subtitles | الآن ، لما أنا و أنتِ نذهب لنحصل على بعض القهوة .ونناقش تفاصيل هويتك وكيفَ يُمكننا تَسويقَ .خدماتي لزملائك |
kimliğinin bilinmesini istemediği için sahte bir isim kullandığı belli olan Jocelyn Bradshaw tarafından yazılmış. | Open Subtitles | كُتبت بواسطة جوسلين برادشو والذي يبدو كاسم مزيف ربما تستخدميه إن لم ترد أن يعلم أحد هويتك |
Diş kayıtlarından kimliğinin belirlenmesini istemezsin değil mi? | Open Subtitles | انت لا تريد ان تجد هويتها في سجلات الأسنان ، اليس كذلك؟ |
Ancak kimliğinin açığa çıktığını düşünürse kullanacağı sinyali gönderdi. | Open Subtitles | كانت إشارة للحالات الطارئة فقط لو إعتقد أنا غطائه قد فُضح. |
Otelin barında birkaç bardak içki içtiğini ve yaklaşık 20 dakika boyunca kimliğinin kayıp olduğunu itiraf etti. | Open Subtitles | لقد اعترف ان تناول بعض الاشربة في حانة الفندق واضاع بطاقة تعريفه لحوالي 20 دقيقة |