Adamın biri klozete sıkıştı. | Open Subtitles | هناك رجل علق في الحمام والتصق في المرحاض |
Bak, klozete altılı paket koydum. | Open Subtitles | لا, انظر, لقد وضعت لك ست علب في المرحاض. |
Yüce tanrım! Kesinlikle senin mastürbasyon yaptığın klozete oturduğu için hamile kalmış olmalı. | Open Subtitles | سحقاً, أصبحت حامل بسبب لقائكما فى المرحاض, كنت أعرف هذا |
Annesi Julia'nın elini klozete koymuş, elinin üzerine kapağı çarpmış iki parmağı ve üç kemiği kırılmıştı. | Open Subtitles | انها كان هنـاك حادث لهـا في سروالهـا والدتهـا أمسـكت يدهـا على مقعـد المرحاض و .. |
Hem bir klozete bile yer yok, tamam mı? | Open Subtitles | ولايوجد فيها حتى مقعد حمام ، إتفقنا ؟ |
Ona klozete oturmakla hamile kalınabileceğini söylemişsiniz. | Open Subtitles | لقد قالت لي أنّك أخبرتها بإمكانيّةِ حَبَلِها بالجلوسِ على كرسيّ المرحاض |
Ama eminim ki Betsy, ölümünün tüm kadınlara klozete oturmadan önce bir saniyelerini ayırıp oturağa bakmaları gerektiği mesajını vereceğini umuyordur. | Open Subtitles | لكني متأكد ان بيتس تتمنى ان موتها راح يساعد النساء بكل مكان بس خذي ثانيه اضافيه للنظر على مقعد المرحاض |
- klozete bakacaklar. - Benim klozetime mi? | Open Subtitles | انهم ذاهبون للعمل لعمل شيىء على مقعد المرحاض |
Şey, papyonumu teslim ederdim fakat onu klozete attım ve şifonu çektim. | Open Subtitles | انا حاولت ان اضع ربطة العنق لكنها سقطت في المرحاض |
Herkes bilir, eğer bir altıncı sınıf tuvalete girerse sekizinci sınıflar onu klozete batırırlar. | Open Subtitles | فإن أحد طلاب السنة الثامنة سيكون بانتظاره هناك ليضع رأسه في المرحاض و يغرقه |
Hiç kolay bir iş değil takdir edersin ki, onu klozete doğru taşıyordum bir baktım telefon cebimden fırlamış, bacaklarının arasından suya düştü ve bozuldu. | Open Subtitles | و مع هذا فهي ليست أسهل الوظائف كنت أحمله إلى المرحاض ثم سقط من جيبي على رجليه الصغيرتان |
Kitaplarım, eşofmanım dün akşamdan kalma biraz yemek birisi beni klozete sokarsa diye saç kurutma makinesi. | Open Subtitles | بعض الحلوى المتبقيه من عشاء ليله امس مجفف شعر في حال ان وضع احدهم رأسي داخل المرحاض إذا, ماذا تظنين يا امي؟ الم اتقنها؟ |
İnan bana, tuvalet eğitimi ikisinde de korkunç geçti. Bir türlü klozete oturmadılar. | Open Subtitles | هو كابوس حقيقي، لم يتقبلا الجلوس على مقعد المرحاض |
Lanet olsun! Makarna süzgünü klozete koymam gerekecek. | Open Subtitles | اللعنة, أريد منكِ أن تضعي تلك المِصْفاة الكبيرة على المرحاض. |
Ama önce kafamı klozete dayayıp bir güzel uyuyayım, diyorsun. | Open Subtitles | ولكن أولا ، سأنام و رأسي في المرحاض |
Hayır. Benden çıkıp doğruca klozete gitti. | Open Subtitles | لا، خرج مني مباشرةً إلى المرحاض |
Hemen dönerim, bir şeyi klozete atmam gerekiyor da. | Open Subtitles | سأعود بعد قليل علي الذهاب لطرد شيء ما [تقصد الذهاب إلى المرحاض للتخلص من المخدرات] |
Ben klozete böyle oturuluyor sanıyordum. | Open Subtitles | بس ضنيت انك تجلس, على المرحاض بهالطريقة |
Bu tutacak bu klozete ait değil. | Open Subtitles | هذه المقبض لا ينتمي لذلك المرحاض |
Dairemize gizlice girdim ve klozete kuvvetli bir yapıştırıcı sürdüm. | Open Subtitles | تسللت إلى شقته ووضعت الغراء على المرحاض |
Troy, Jeff'ten sonra klozete oturamıyor! | Open Subtitles | (تروي) لا يجلس على مقعد حمام بعد (جيف) |