O çocukların kobay faresi olmaları konusunda istekliydin. | Open Subtitles | كنتي مستعدّة لجعل تلك الأطفال يكونوا فئران تجارب |
- Bizi dava etmekle tehdit ettiler. Onları kobay faresi gibi kullandığımızı söylediler. | Open Subtitles | هدّدوا بمُقاضاتنا، وقالوا أننا كنّا نستخدمهم كفئران تجارب. |
Hastaları kobay faresi yerine koyuyor. | Open Subtitles | يستخدم المرضى كفئران تجارب |
Onu kobay faresi olarak kullanabilmek için annesini ikna ettin. | Open Subtitles | لقد أقنعت والدة (دنكن) حتى تقوم بإستخدامه كفأر تجارب |
Doğru. Lanet olası bir kobay faresi gibi. | Open Subtitles | كفأر تجارب |