Leo Brockman ile yattı hem de daha önce kocasından başka kimseyle yatmamıştı. | Open Subtitles | لقد ضاجعت ليو بروكمان وهي التي لم تضاجع شخصاً من قبل سوى زوجها |
kocasından hiç destek görmediği için, onu mahkemeye vererek ve kendi davasını savunarak bir sansasyon yarattı ve kazandığında ise daha büyük bir sansasyon yarattı. | TED | بدون اي دعم من زوجها سببت ضجة كبيرة عندما أخذتها إلى المحكمة وحاكمته في قضيتها وضجة اكبر عندما ربحت القضية |
Senin çocuğunu doğurduğunda evliydi. kocasından olmadığını kanıtlayamazsınız. | Open Subtitles | ولا يمكنك بان تثبت بأن الطفل ليس من زوجها. |
Tüm sabahı çöpleri atacak birini bulmak harcadım, daha sonra Marjorie ile yemek yedim kocasından dert yanıp durdu, ve Philippa ile üç el oyun oynamak zorunda kaldım. | Open Subtitles | قضيت النهار محاوله إحضار جامع قمامه على الغذاء ظلت مارجورى تشتكى زوجها ثم توجب على لعب ثلاث مباريات مع فيلبا هانتر |
Bir iki yıl önce kocasından ayrıldı. Ama adam ondan boşanmıyor. | Open Subtitles | تركت زوجها منذ حوالي العام , و هو لا يريد أن يمنحها الطلاق |
Bir iki yıl önce kocasından ayrıldı. Ama adam ondan boşanmıyor. | Open Subtitles | تركت زوجها منذ حوالي العام , و هو لا يريد أن يمنحها الطلاق |
ev çok pahalı olduğu halde ilk kocasından kalan mirasla bunu halleder, | Open Subtitles | الاموال التى ورثتها عن زوجها السابق كانت قد انفقتها منذ وقت |
Kendisine ikinci ve son kocasından birkaç milyon dolar miras kaldı. | Open Subtitles | لقد ورثت حقاً مليونين من الدولارات من زوجها الثاني الاخير |
Bu nedenle, kocasından gelen mektubu almamış gibi davrandı. | Open Subtitles | ولهذا السبب إدعت أنها لم تستلم رسالة من زوجها قط |
Şimdi, unutma harekete geçmeden önce kuzenini kocasından uzaklaştırmamı bekle. | Open Subtitles | انتظري حتى أغوي ابنة عمّكِ بعيداً عن زوجها عازف البيانو قبل أن تقومي بخطوتكِ |
Charlotte eski kocasından kaçmak için Ekspresyonistler çağından koşarak uzaklaştı. | Open Subtitles | من أجل تجنب زوجها السابق، ركض شارلوت على طول الطريق إلى عصر التعبيري. |
Meraklı bir komşu, ölen kadının ayrıldığı kocasından korunmak için birkaç ay önce silah satın aldığını söyledi. | Open Subtitles | هناك جار متطفل جاء يقول بأن المتوفى إشترى السلاح قبل أشهر للحماية من زوجها المزعج |
Lakin, her kadının kocasından beklediği fiziksel ilişkiyi elde edemedi. | Open Subtitles | ولكنها لم تحصل على الحب الجسدى الذى تنشده كل زوجة من زوجها |
Hayır, kocasından intikam almak için kullanmayı düşündü. | Open Subtitles | لا، ليس حينما أدركت بأنّها يمكن أن تستخدمني لمضايقة زوجها. |
Tamam, bir kadını ölmekte olan kocasından ayırmanın en iyi yolu ne? | Open Subtitles | حسناً، ما أفضل طريقة لإبعاد امرأة عن زوجها المحتضر؟ |
Yalan değildi. kocasından senin için ayrıldı. | Open Subtitles | لم يكن كل شئ عبارة عن كذبة لقد هجرت زوجها من أجلك |
Yalan değildi. kocasından senin için ayrıldı. | Open Subtitles | لم يكن كل شئ عبارة عن كذبة لقد هجرت زوجها من أجلك |
Bebek doğar doğmaz, yani annem bebeğin kocasından olmadığını anladılar. | Open Subtitles | وعندما وضعت طفلها التي كانت أمي إكتشفوا انها لم تكن من زوجها |
-Leydi Sedwick'e de, kızı Elvira'ya olduğu gibi, eski kocasından büyük bir miras kalacaktı. | Open Subtitles | السيدة سيدويك كانت على وشك ان ترث ثروة طائلة من زوجها السابق,وكذلك ابنتها الفيرا |
Ve eminim, milletin dişçi kocasından bekleyecekleri gibi kadının dişlerini sökmüş. | Open Subtitles | أُجزم أنها أخذت الأسنان لتجعل الكل يفكر ان زوجها هو من فعل هذا |
Hamileydi ve bebeğin kocasından mı yoksa ilişkisi olduğu adamdan mı olduğunu bilmiyordu. | Open Subtitles | و لم تكن تعلم ما إذا كان الطفل يعود لزوجها أم للرجل الذي كانت على علاقة معه |