kocasıyla bir anlaşmaları var. | Open Subtitles | هي وزوجها , لديهم هذا الإتفاق,أتعلمي؟ |
Eğer kocasıyla bir randevu ayarlamak isterse... | Open Subtitles | حسناً، إذا كانت هي وزوجها يريدان تحديد موعد... |
Penelope Decker'la konuştuktan sonra kocasıyla bir çocuk sahibi olabilmesi için onu kutsamış. | Open Subtitles | اُرسل (أميناديل) إلى تلك الحانة ، حيثُ جلس (وحظى بمُحادثة ، ومن ثم قام بمُباركة (بينيلوب ديكر لذا هي وزوجها تمكنا من أن يحظوا بطفلة |
Lee Harris'in eski kocasıyla bir buluşma ayarladığını düşündük. | Open Subtitles | (ونظن ان (لي هاريس نظمت موعدًا مع طليقها |