Bir kadını kocasının aleyhine döndürmek kolay bir iş değildir. | Open Subtitles | لم تكن مهمة سهلة أن تجعلي زوجة تنقلب على شريكها |
kolay bir iş olacağını da söyledi ama bize yalan söylemiş. | Open Subtitles | وقال لنا أيضا انها ستكون مهمة سهلة لكنه كذب علينا |
AIDS'ten öldüğünüzü tezgâhlamak inanın pek kolay bir iş değildi. | Open Subtitles | تزييف موتي لم يكن مهمة سهلة صدقوني |
Başkan olmak kolay bir iş değil. | Open Subtitles | إنها ليست وظيفة سهلة أن تكون رئيس |
kolay bir iş değil, Ama maaşı iyi. | Open Subtitles | هي ليست وظيفة سهلة ولكن راتبها جيد |
Harika. Yok, hayır, bu kolay bir iş değildi. Ama temeli sağlamdı. | Open Subtitles | لا ، لن يكون هذا عملاً سهلاً لكن الأساسات كانت متينة |
kolay bir iş para getiriyor. Ne? | Open Subtitles | إنه عمل سهل ويجلب المال, أليس كذلك؟ |
Her ne kadar aç kaldığı için zayıflamış olsa da, dört metre uzunluğunda ve bir ton ağırlığında bir balinayı yakalamak kolay bir iş değildir. | Open Subtitles | الإمساك بحوت طوله 4 أمتار ويزن طنا واحدا ليس بالمهمة السهلة حتى عندما يكون ذلك الحوت ضعيفا جراء جوعه الطويل |
Birinin kafasını vücudundan ayırmak kolay bir iş değildir. | Open Subtitles | انها ليست مهمة سهلة أن تقطعي رأس رجل |
Ayrıca süperanne olmak kolay bir iş değil. | Open Subtitles | والأمّ الخارقة ليست مهمة سهلة. |
kolay bir iş gibi geldi değil mi? | Open Subtitles | ظننت أنها ستكون مهمة سهلة, صحيح؟ |
Bu benim çalışma alanımdaki kolay bir iş değil. | Open Subtitles | التي ليست مهمة سهلة في جدول أعماليذ |
Dedektif arkadaşlarım, bizim işimiz kolay bir iş değil. | Open Subtitles | جهاز المباحث زميل، بلدنا ليس مهمة سهلة. |
- kolay bir iş olacağını söylediler. - Kolay iş falan değil. | Open Subtitles | ـ قالوا أنها ستكون مهمة سهلة ـ أنها لم تكن كذلك! |
kolay bir iş değildi ama başardım. | Open Subtitles | ليست وظيفة سهلة لكني فعلتها |
Mesela kolay bir iş. | Open Subtitles | مثل وظيفة سهلة |
Biliyorum...biliyorum bu sana zor zamanlar yaşatıyor, ve-ve bu bebek olayı...açıkça kolay bir iş değil, ve bununla iyi baş ettiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | , أعرف انكِ تمرين بوقت عصيب . . و الأمر مع الطفل , من الواضح انه ليس عملاً سهلاً |
kolay bir iş değildi, biliyorum. | Open Subtitles | أَعْرفُ بأنّه لم يكَنَ عملاً سهلاً. |
Bugün katılması için birini bulmak çok da kolay bir iş değildi, fakat... çok eski bir tanıdığa denk geldim. | Open Subtitles | إيجاد شخصاً ليشارك اليوم لم يكن عملاً سهلاً لكنني... بالصّدفة عثرت على معرفة قديمة جداً لها |
kolay bir iş. Tereyağından kıl çeker gibi. | Open Subtitles | إنه عمل سهل فكر نحن نسحبه ونأخذه |
Aldığı görev hiç kolay bir iş değil. | Open Subtitles | أنها ليست بالمهمة السهلة للقيام بها |