Bahse girerim, böylesine canlı müziği ve güzel partnerleri kolay kolay bulamazsınız. | Open Subtitles | وأؤكد لك انك لن تجد بسهولة موسيقى بهذه البهجة أوشريكة بهذا الجمال |
Bak, ayakları kolay kolay yerden kesilmeyen biri için kendimi kaptırdım gidiyorum. | Open Subtitles | إسمع، بالنسبة لفتاة لا تزعزع أقدامها بسهولة أجد الرياح تتلاعب بي هنا |
Emekli olmaya çalıştım ama elinde kemerin varken kolay kolay bırakmıyorlar. | Open Subtitles | حاولتُ التقاعد، لكنّهم لا يدعونك تخرج بسهولة من اللعبة حاملا الحزام. |
Sana kolay kolay korkmam demiştim. Ayrıca unutma, ilk ben demiştim. | Open Subtitles | أخبرتك، لا أخاف بسهولة ولا تنس أنني بحت بحبي لك أولاً |
Burayi kimse kolay kolay bulamaz. | Open Subtitles | وحدود الولايه مكان جميل يمكن أيجاده بسهوله. |
İnanın bana, bu yeni düşünce şekline kolay kolay sahip olmadım. | Open Subtitles | صدقوني , أنا لم أصل لهذه الطريقة الجديدة في التفكير بسهولة |
Başarısızlıklarını reddedeceğinizi bilirlerse, bu onlara değişik bir baskı uyguluyor ve kolay kolay vazgeçmiyorlar. | TED | عندما يعلم الأطفال أنّك ترفض أن تتركهم يرسبون، يسلّط ذلك عليهم ذلك ضغطا مختلفا، و لا يستسلمون بسهولة كما في العادة. |
Bir şeyi istediğimde kolay kolay yılmam. | Open Subtitles | انا رجل لا تثبط همته بسهولة عندما اريد شيئا, |
Eğer her türlü zorluğu göze alıp seni yakalayıncaya kadar kovaladıysa kolay kolay da bırakmaz. | Open Subtitles | إذا كانت لديها القدرة لتسقطك أرضاً هنا فإنها لن تتخلى عنك بسهولة |
kolay kolay sevemeyen erkek, sevince ölesiye sever. | Open Subtitles | الرجل الذي لا يمنح حبه بسهولة يحب بشدّة. |
Ve böyle lütuflar kolay kolay geri çevrilmez. | Open Subtitles | والانسان لا يتخلى عن مثل هذه البركات بسهولة |
Öyle kolay kolay matematikle özetlenemez. | Open Subtitles | انه لا يمكن أن يكون يلخص بسهولة بالرياضيات |
NCIS Ajanları cesedi ve kanıtları FBl'a kolay kolay vermeyecektir. | Open Subtitles | عملاء البحرية لن يعطوا الحثة للمباحث الفدرالية بسهولة |
Beni şaşırttı, kolay kolay şaşırmam, bilirsin. En son Jermaine Defoe adında bir genç beni şaşırtmıştı. | Open Subtitles | لا داعي لأن أخبرك بأن الأمر لا يحصل بسهولة في المرة الماضية كان ذلك الفتى غبياً |
Beni şaşırttı, kolay kolay şaşırmam, bilirsin. | Open Subtitles | كما اقول لك باري لقد ابهرني اداءة كما تعرف لا احد يبهرني بسهولة |
Biz kolay kolay sevmeyiz; ama sevdik mi olabildiği kadar çok severiz. | Open Subtitles | نحن لا نحب بسهولة لكن عندما نحب نحب بشدّة |
fakat raj pes etmez öyle kolay kolay gerekirse gelgit karşısında yüzer gerekirse.... kendi yolunu yapar | Open Subtitles | لكن راج لايستسلم بسهولة كالسباحة، في الحقيقة، كالسير ضد المدّ |
Ben hiç karımı aldatmadım. kolay kolay sevmem. | Open Subtitles | أنا لم أخن زوجتي من قبل أنا لا أقع بالحب بسهولة |
Sadece bu sefer kolay kolay geçiştirmeyeceğim diyorum. | Open Subtitles | اذن انا اقول اننى لن اغض النظر بسهوله هذه المره |
Krala, kraliçeye kolay kolay ateş edilmez. | Open Subtitles | فذلك حيث لا يتعرض الملك أو الملكة للإغتيال بهذه السهولة |
Bu tarz bir operasyonu düzenleyecek yetkide olan insanlar kolay kolay pes etmeyeceklerdir. | Open Subtitles | والأفراد الوحيدين الذين يملكون القدرة علي تنفيذ أي شي علي هذا المستوي لن يذهب بلطف في الليل. |
Sendeki bu şey öyle kolay kolay çıkmaz. | Open Subtitles | ذلك الشيء الذي يقوم لك بالعمل لا يسهل التخلّص منه. |
kolay kolay "dahi" kelimesini kullanmam. Ama Ishigami bir dahidir. | Open Subtitles | ،عادة لا أستخدم كلمة "عبقري" باستخفاف لكن (إيشيجامي) شخص عبقري بالفعل |
Gerçekten çok hünerlisin ama fikrimi kolay kolay değiştirmem. | Open Subtitles | أنت فى الحقيقه , رجل ذو موهبه عظيمه لكنى لا أغير رأيى بهذه السهوله |
kolay kolay unutulmayacak bir olay olacak. | Open Subtitles | سيكون أمراً لن يُنسى قريباً |
Yaklaşmana kolay kolay müsaade etmez. Yanında hiçbir şey taşıyamazsın. | Open Subtitles | سأستغرب إن استسلم لك دون تفكير لذا لاتحمل معك أيّ شيء |