Kraliçe sürücü koltuğunun altında şeker pakedinin içinde yaşıyor. | Open Subtitles | حياة ملكة البوب على ضربة تحت مقعد السائق. |
Yolcu koltuğunun altında bir kutu kimyasal hızlandırıcı var. | Open Subtitles | ثمّة علبة مسرّع حرائق فارغة تحت مقعد الراكب |
Bu da bizi şoför koltuğunun altında bulduğumuz silaha getiriyor. | Open Subtitles | الذي يقودنا إلى الحديث عن المسدس الذي وجدنا تحت مقعد السائق في سيارتك. |
Bu yüzüğü, bu minibüsün bir koltuğunun altında buldum, babamın tamirci minibüsünün, yani. | Open Subtitles | لقد وجدت هذا تحت مقعد في هذه الشاحنة، العمل فان والدي. |
Bürodan çıkarken koltuğunun altında bir şey vardı. | Open Subtitles | رأيتك تغادر المكتب مع شيئاً تحت ذراعك |
Bakın Bay Simpson'ın arabasının koltuğunun altında ne buldum. | Open Subtitles | انظر ماوجدت تحت مقعد السيد سيمبسون |
Yolcu koltuğunun altında uyuşturucu paketi buldum. | Open Subtitles | عثرت على حزمة مخدرات تحت مقعد الراكب |
Arabanın ön koltuğunun altında olduğunu bilmiyorlar. | Open Subtitles | هم لا يعلمون أنه تحت مقعد السيارة فقط |
Sürücü koltuğunun altında bir kutu bulduk. | Open Subtitles | وجدنا صندوق مغلق تحت مقعد السائق |
Şemsiye de Dr. Cooke'un koltuğunun altında bulunmuştu. | Open Subtitles | و تم ايجاد المظلة بالاساس (تحت مقعد د. (كوك |
Sürücü koltuğunun altında bulundu. | Open Subtitles | هذا وجدنا تحت مقعد السائق. |
- Kötü haber koltuğunun altında. | Open Subtitles | -الخبر السيئ تحت ذراعك |