Hayır ama her birinize birer koltuk altı koku giderici yaptım. Hastamızın durumu nasıl? | Open Subtitles | لا , لكنني سأبني مصنعا لكل إبط , كيف المريض ؟ |
Kıçında bir keçi, suratında birisinin koltuk altı. | Open Subtitles | وجهك ملتصق بمؤخرة و إبط أحدهم؟ |
Arcadian'ı, içinde Türk koltuk altı kılı dolu bir naylon torbayla kıyaslayamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنكَ أن تقارن الـ " أركيديان " بحقيبةٍ مليئةٍ بشعر إبط ٍ تركي |
Senin için biraz sosis kızarttım ama bir hippinin koltuk altı gibi kokuyorlar. | Open Subtitles | .. أحضرت لكِ بعض بعض التوفو .. لكنها من المفترض أن تكون رائحتها مثل الإبط ؟ |
Sadece koltuk altı tüyleri büyüyen kekli kadınlar. | Open Subtitles | ومن النساء فقط مع شعر الإبط المتزايد اللفت. |
Sol koltuk altı ile köprücük arasında kurşun yarası var. | Open Subtitles | لديّ إصابة بعيار ناري بين الإبط الأيسر والترقوة |
Yoksa koltuk altı mı? | Open Subtitles | أم أنه إبط الذراع ؟ |
Memeler, nefes, koltuk altı. | Open Subtitles | أثداء , نفس , إبط ؟ , |
Porsuğun koltuk altı mı? | Open Subtitles | إبط الغرير؟ |
Kız zeki, güzel bir de koltuk altı olayı var. | Open Subtitles | انها مشرقة و جميلة وهذا الإبط الجنوني |
Pekala ben de koltuk altı yöntemiyle akort yapayım o halde. | Open Subtitles | حسناً ، أنا سأمارس خدعة الإبط القديمة |
Onu koltuk altı kıllarıyla hayal bile edemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا بل مثل تصوير له شعر الإبط. |
ve koltuk altı koklayıcısı. | Open Subtitles | و متشمّم الإبط |