Beni çağırması koltuklarımı kabartmıştı. O zamanlar daha öğrenciydim. | TED | وشعرت بالإطراء لكونه دعاني، فقد كنت فقط طالبًا في ذلك الوقت. |
Benim istediğim şeyi elde etme ihtimalim karşısında... bu kadar dehşete kapılman koltuklarımı kabartıyor aslında. | Open Subtitles | مما يشعرني بالإطراء حقا تشعر بالفزع من مجرد احتمالية حصولي على ما أريد |
Benim istediğim şeyi elde etme ihtimalim karşısında... bu kadar dehşete kapılman koltuklarımı kabartıyor aslında. | Open Subtitles | مما يشعرني بالإطراء حقا تشعر بالفزع من مجرد احتمالية حصولي على ما أريد |
Vay, benimle sevişmenin hayatına bir anlam katması koltuklarımı kabarttı. | Open Subtitles | أنا أشعر بالإطراء لأنك تظن أن ممارسة الحب معي قد منحت حياتك معنىً |