koltuklarından kalkmalı ve değişiklik için dışarı çıkmalılar. | Open Subtitles | ينبغى عليهم النهوض من مقاعدهم و الذهاب إلى الحقل كنوع من بعض التغيير |
Çalmaya başladığımda, koltuklarından atlayıp sahneye akın ettiler. | Open Subtitles | عندما قمت بالعرض قفزوا من مقاعدهم وهرعوا للمسرح |
Seyircileri korkudan koltuklarından düşüreceksin. | Open Subtitles | ستذعر الجمهور وسيهبوا بالقيام عن مقاعدهم |
Ama aslında, bu son çarpışmalarda, karın-omuz emniyet kemerleri araç koltuklarından çok daha etkili. | TED | ولكن في الواقع ، في الحوادث الأخيرة ,حزام الخاصرة والكتف أظهروا نتائج أفضل من مقاعد السيارة |
Ve bu da kesinlikle mümkün. Eğer durum bu ise, o zaman sanırım, daha uzun bir süre geleneksel oto koltuklarından vazgeçemeyeceğiz demektir. | TED | وهذا ممكن تماما. وإذا كان هذا هو الحال ، ثم أعتقد نحن عالقون مع مقاعد السيارة التقليدية لفترة طويلة قادمة. |
Aslında stadyum koltuklarından elektrik üretmenin bir yolunu bulan yeni bir şirketi satın aldım sadece. | Open Subtitles | حسناً , لقد إشتريت إختراع جديد سيجد في الواقع طريقة لتوليد الكهرباء من مقاعد الأستاد الريّاضي |
Seyirci koltuklarından düşmek üzereydi. | Open Subtitles | وكان الجمهور علي حافة مقاعدهم. |
Ben seyirciden umutluyum... koltuklarından kalkıp delice dövüşüleri alkışlayacaklarına. | Open Subtitles | -آمل أنّ الجمهور لن يتركوا مقاعدهم ويدخلوا الحلبة" " |
Erkekler koltuklarından kalkmasın. | Open Subtitles | والرجال سيبقون في مقاعدهم |
Hadi sesi körükleyelim ve onları koltuklarından kaldıralım! | Open Subtitles | لنضخ الصوت وننسف مقاعدهم |
Milleti koltuklarından kaldıracak şarkı olmalı! | Open Subtitles | يجب علينا حملهم من مقاعدهم |
Politika siyasetçilerin oynadığı kötümser bir takım oyununa benzemeye başladı, halk kenara itilmiş stadyumun koltuklarından seyrediyormuş gibi, politika tutkusu giderek körlüğe ve çaresizliğe daha fazla yer açıyormuş gibi. | TED | السياسة أصبحت تمثل لعبة ساخرة يلعبها السياسيون، بينما يتم دفع الشعب جانباً كأنهم يجلسون على مقاعد في المدرج حيث الشغف للسياسة يتيح الفرصة تدريجيا للعمى و اليأس. |
- Rita'ya VIP koltuklarından birini-- | Open Subtitles | -بإمكاننا توفير مقاعد خاصه لها |
Şu küçük araba koltuklarından birindeymiş. | Open Subtitles | في إحدى مقاعد السيارة |
Kahrolası zemin koltuklarından. | Open Subtitles | مقاعد سفلية. |