| O yeri günün farklı zamanlarında ziyaret edin ve komşularla gürültü hakkında konuşun. | TED | زوروا الملكية الجديدة في أوقات مختلفة خلال اليوم وتحدثوا مع الجيران عن الضوضاء. |
| Veranda komşularla toplanmak için kullandığınız bir yer, müzik dinlemek, şehri seyretmek. | TED | المنحدر هو المكان الذي يدعو الجيران للتجمع واجتذاب الموسيقى، ومشاهدة المدينة في الحركة. |
| Bahse varım komşularla akrabaların arasında sıkılmıştır. | Open Subtitles | أراهن أنه يفخر بنفسه أمام الجيران و الأقارب |
| Bugün dinlenin. komşularla yarın tanışırsınız. | Open Subtitles | خذي راحتك اليوم ، تستطيعين التعرف على الجيران غدا. |
| Gürültücü komşularla geçinmenin ne kadar zor olduğunu bilirim. | Open Subtitles | أعرف ما تخوضه في التعامل مع الجيران المزعجين |
| Ve artık komşularla da problemimiz yok -Hepsi ölü. | Open Subtitles | ولا يوجد مشكلة مع الجيران لأنهم جميعا أموات |
| komşularla George'un yeni arkadaşının dişi-Jerry olması hakkında gevezelik yapmak mı? | Open Subtitles | لكي أثرثر إلى الجيران عن أن جورج لديه صديقة جديدة جيري أنثى؟ |
| Hah, getir onları. Yeni komşularla işte böyle tanışırsın. | Open Subtitles | كلا، أحضرهم هنا، تلك هي الكيفية التي تقابل بها الجيران الجدد |
| Bu yüzden düşündüm de, bazı komşularla birlikte oraya gidip, küçük bir tören yapabiliriz. | Open Subtitles | لذا فظننت أنه يمكن أن يجتمع بعض الجيران و نقيم احتفالاً صغيراً |
| Fabio,git bir kalemle defter getir komşularla konuşarak başlayalım | Open Subtitles | فابيو ، اذهب واستعير دفتر ملاحظات وقلم رصاص وتحدث اولا مع الجيران |
| O çocuk canavarlardan bahsetmişti. Belki de gidip komşularla görüşmeliyiz. | Open Subtitles | تحدث ذلك الفتى عن وحوش، ربما يجب أن نعود ونسال الجيران |
| Dedektiflerimiz ayrıntılı bir adli inceleme yaptılar komşularla konuştular. | Open Subtitles | ,أجري محققونا مسح شامل ،فتشوا البناية تكلموا مع الجيران |
| Dedektif, komşularla konuşup hafta içi nereye gidebileceğini öğrenmeliyiz. | Open Subtitles | ايها المحقق يجب ان نتحدث مع الجيران و نكتشف الى اين يذهب اين يمكن ان يتواجد خلال ليالي الاسبوع |
| komşularla ilgili neler bulabiliyoruz bakın bakalım. | Open Subtitles | دعونا نرى ما يمكننا معرفته عن أولئك الجيران |
| komşularla konuşuyordum. Bu ay içinde üçüncü. | Open Subtitles | تكلمت بالأمر مع الجيران إنه الثالث هذا الشهر |
| - O zaman izninizle, komşularla bugün görüşmek istiyorum. | Open Subtitles | إذن أريد اجراء مقابلات مع الجيران اليوم، إن سمحت |
| komşularla küçük bir sorunum oldu, çözmem gerekiyordu. | Open Subtitles | كان لدي العديد من المشاكل من الجيران ولابد من وضع حد لها |
| - Sabah ilk iş komşularla konuşun. | Open Subtitles | أول شيء تفعله في الصباح، التحدث مع الجيران. |
| Ve komşularla tanışıp onlara fahişe demek daha büyük hata. | Open Subtitles | و نقابل جيران و نناديهم بالعاهرات؟ خطأ أكبر |
| İçe dönük biri. O da karısı da komşularla samimi değiller. | Open Subtitles | انطوائى , لا احد من جيرانة أقترب منة أو من زوجتة |
| Ve şimdi komşularla araları iyi ama ben kendimi suçlu hissediyorum. | Open Subtitles | والجيران مستقرين الآن ولكن مازلت أشعر بالذنب |
| Toplum küçük yerel işyeri ve hizmetlere, yürüyüşlere ve komşularla etkileşime ilgili. | TED | المجتمع كان عبارة عن متاجر محلية صغيرة وخدمات محلية، وجيران يتمشون ويتفاعلون مع بعضهم. |