Bu komitenin aleyhime tanık ve kanıt üretmesine itiraz ediyorum. | Open Subtitles | و أتحدى هذه اللجنة أن تثبت أى دليل ادانة ضدى |
Bu komitenin aleyhime tanık ve kanıt üretmesine itiraz ediyorum. | Open Subtitles | و أتحدى هذة اللجنة أن تثبت أى دليل ادانة ضدى |
Bu komitenin aleyhime tanık ve kanıt üretmesine itiraz ediyorum. | Open Subtitles | و أتحدى هذه اللجنة أن تثبت أي دليل ادانه ضدي |
Samimi söylüyorum efendim, komitenin burada olacağını bilmiyorduk. | Open Subtitles | سيدي، بأمانة، لم نكن نعتقد ان لجنة التقييمَ سَتَكُونُ هنا |
- Bu komitenin ifade almaya hakkı var mı sizce? | Open Subtitles | هل تظن أن هذه اللجنة لديها الحقفيفرضالشهادة.. أنت مرفوض، سيّدي. |
- Bu komitenin ifade almaya hakkı var mı sizce? | Open Subtitles | هل تظن أن هذه اللجنة لديها الحقفيفرضالشهادة.. أنت مرفوض، سيّدي. |
Efendim, müvekkilim komitenin sorularını samimiyetle yanıtladı. | Open Subtitles | سيدى, موكلى أجاب على أسئلة اللجنة كلها بمنتهى الصراحة |
Efendim, müvekkilim komitenin sorularını samimiyetle yanıtladı. | Open Subtitles | سيدى, موكلى أجاب على أسئلة اللجنة كلها بمنتهى الصراحة |
Efendim, müvekkilim komitenin sorularını samimiyetle yanıtladı. | Open Subtitles | سيدي, موكلي أجاب على أسئلة اللجنة كلها بمنتهي الصراحة |
Sakıncası yoksa Yoldaş, komitenin üyelerini tanıtmakla başlamak istiyorum. | Open Subtitles | إذا لم يكن لديك مانع يا رفيق أود البدء بتقديم أعضاء اللجنة |
Eğer bunu göremiyorsanız, o zaman tüm bu komitenin gözardı edilemeyecek kanıtları reddederek küçük düştüğünü söylemeliyim. | Open Subtitles | إذا لم تستطيعوا تخطي ذلك, فإنني أقترح أن تُفَض هذه اللجنة لإحتقار, وتجاهل الأدلة التى لا يمكن رفضها. |
On tanık, Hollywood Onlusu, komitenin, kendilerine inançları konusunda soru yöneltme hakkına karşı çıktı. | Open Subtitles | عشرة شهود؛ الهوليوديون العشرة رفضوا حق اللجنة في استجواب اعتقاداتهم |
Buraya gelmiş, Komünistleri açığa çıkarmak için çabalayan bu komitenin çalışanı, genç insanları lekelemeye çalışıyorsunuz. | Open Subtitles | أنتم هنا تحاولون تشويه سمعة طاقم هذه اللجنة سمعة الرجال الشباب الذين اجتهدوا لفضح الشيوعيين |
Amerikan hükümetindeki en gizli komitenin rezilliklerinin öğrenilmesini isteyeceğini sanmam. | Open Subtitles | لا أعتقد أن اللجنة السرّية في حكومة الولايات المتحدة الأمريكية تُريد مثل هذه التفاصيل القذرة أن تُصبح علنيّة |
Gerçekte neler olduğu ve komitenin asla bilmemesi gereken gerçekler vardır. | Open Subtitles | هناك حقيقة موضوعية لما حدث لن تفهمها هذه اللجنة أبداً |
Atlantis keşif ekibini izleyen uluslararası komitenin şef arabulucusudur. | Open Subtitles | وزلي مسئول الارتباط مع اللجنة الدولية المسئولة عن بعثة أتلانتس |
- Bu komitenin geçerli olduğunu tespit ettim. | Open Subtitles | ولقد قررت أن هذه اللجنة صالحة المفعول ماذا ؟ |
Manyağı yakalamak için kurulan gayrı resmi komitenin üyesiyim. | Open Subtitles | أنا ضمن لجنة تقصيّ للمساعدة في القبض على المجنون. |
komitenin amacı, BM-Amerikan faaliyetleri hakkındaki bu soruşturmayı Dışişleri'nde görev yapan ve bu ülkenin sırlarını ifşa etmekten sorumlu önemli noktalardaki kişileri ortaya çıkarana dek yürütmektir. | Open Subtitles | تعتزم لجنة البيت للأنشطة غير الأمريكية مواصلة هذا التحري حتى تسليط الضوء على كبار المسؤولين أولئك |
Ben komitenin sözcülüğünü yapıyorum, test edilmemiş metalde bir insana o treni kullandırtırsanız insan haklarını çiğnemiş olursunuz. | Open Subtitles | ما اريد قوله ان اللجنه قررت بان يسمحوا لقطارك بان يسير على هذا الحديد الغير مختبر سوف ينتهك حقوق الانسان |
Kimse merkezi komitenin toplanması yönünde bir çağrıda bulunmadı partinin lidersiz kaldığını düşünmeye başlamıştım." | Open Subtitles | لم ينادي أحد لعقد مؤتمر للجنة المركزية أعتقد أنّ الحزب كان من دون قائد |
Ve aslında senin söylediğin şey de bu komitenin hakları olduğu. | TED | وكان لدينا رؤساء هذه اللجان يعترفون بذلك علنا. |
komitenin diğer üyelerine söylemek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أَستطيعُ الإنتِظار لإخْبار بقيةَ اللجنةِ. |