"komplosunun" - ترجمة من تركي إلى عربي

• مؤامرة
• المؤامرة
• لمؤامرة

Amerika Birleşik Devletleri'nde vaiz Jedidah Morse devlete karşı olan Illuminati komplosunun benzer bir fikrini ileri sürdü.
في الولايات المتحدة، نشر الواعظ جديديا مورس أفكارًا مشابهة عن مؤامرة المتنورين ضدّ الحكومة.

Tamam mı? Büyük bir şirket komplosunun içine çekilmek isteniyorum, Mac.
لقد تعثّرت في مؤامرة كبيرة مُدبرة لهذه الشركة

Fahişeyi vurmakta kullanılan silah düşman komplosunun başlangıcıydı.
المسدس الذي قتلت به بائعة الهوى كان بداية مؤامرة العدو

Ne? Benim bir cinayet komplosunun bir parçası olduğumu mu düşünüyorsunuz? Peki, yanılıyorsunuz.
ماذا , أنت تعتقد أني جزء من هذه المؤامرة حسنا , أنت مخطيء

- Sözde radikal... - Bu sınıf komplosunun arkasındaki kim?
ـ ومن المفترض أن تقوم الحركة الراديكالية ـ من الذي يحرك هذه المؤامرة الطبقية؟

Uluslararası Yahudi komplosunun üyesi olarak bilmeni isterim ki benzinimiz neredeyse bitti.
حسنا، نيابة عن المؤامرة اليهودية الدولية... أنا فقط أحتاج للإعلام أنت بأنّنا... تقريبا خارج الغاز.

Belki bir çeşit devlet komplosunun kurbanısın.
ربما تكون ضحية لمؤامرة حكومية ما,ها؟

Moriarty Kayden Fuller'i kaçırma komplosunun mimarı değil.
مورياتي ليست مخططه مؤامرة احتطاف كايدن فولير.

Jamie ve Murtagh zamanlarını Jakobit İsyanı'na ait yapbozunun parçalarını bir araya getirmekle ve davayı gerçekten finanse etmeye istekli bir İngiliz komplosunun varlığını ya da umutsuz bir prensin babasının tahtına kavuşmak için yaptığı bir üçkağıt olup olmadığını keşfetmeye çalışmakla geçiriyordu.
أمضى جايمي ومورتاه وقتهما في محاولة حل لغز التمرد اليعقوبي وأكتشاف ما إذا كانت هناك حقاً مؤامرة إنجليزية

Ve tam da dini bir kıyamet komplosunun tam orta yerinde?
في وسط مؤامرة هرمجدون الدينية؟ هرمجدون هي المعركة التي يهزم فيها يسوع الدجال والنبي الكاذب والشيطان في معركة الشيطان

Arkadaşının barut komplosunun buradan yapıldığına dair kanıt yoksa, o zaman hiç olmamıştır.
إذا كان هناك أي دليل على الإطلاق أن صديقك قليلا البارود مؤامرة نشأت هنا، بعد ذلك لم يحدث.

Yanılıyorsun. Alex'in Kevin Stack komplosunun bir parçası olduğunu düşündüğünü biliyorum.
آوه أنت مخطىء , أنظر , أنا أعلم" إنك تعتقد أن "أليكس" كانت جزءاً من مؤامرة "كيفن ستاك".

Herhangi bir suç komplosunun içinde olduğunu... itiraf etmedi ancak bazı önemli bilgilerin... onda olduğunu itiraf ediyor.
هي لم تقر بأنها كانت وسط أي مؤامرة جريمة . لكنها أقرت ,

Ajan Scully bir hükümet komplosunun dünya dışı varlıkların varlığını yalanlamak için olduğunu kanıtlayacak.
الوكيل سكولي سيثبت... تلك المؤامرة الحكومية يجد لإنكار الوجود... مخلوقات عليا.

Uzaylı varlıkları kullanmak için yapılandırılan hükümet komplosunun başındaydı.
قاد المؤامرة الحكومية... لإستغلال الوجود أجانب.

Ama yanıldılar ve bu onların komplosunun çöküşüne öncülük etti.
لكنّهم كانوا خاطئون... وهو أدّى إلى الدمار المؤامرة.

Aynı hükümet komplosunun bir parçası olarak küçük bir kızken evden kaçırıldı.
هي إختطفت من بيتها عندما هي كانت a بنت صغيرة... جزء هذا نفسه المؤامرة الحكومية.

Tyler evimize adım attığından beri bir haraç komplosunun bir kurbanı olduğumuzu mu söylüyorsun?
أتقول إننا كنا ضحية لمؤامرة ابتزازية منذ أن وطأت قدم (تايلر) منزلنا؟