Elbette seni bekleyeceğim. Çocuk oyalanır, biz de böylece konuşabiliriz. | Open Subtitles | ، سوف تُـشغل الولد و سنكون قادرين على التحدث سوياً |
Bak, Marcus, eğer bu saçmalıkla devam edeceksen notunu 5 puan düşürmeyi konuşabiliriz. | Open Subtitles | ماركوس, إن أردت الاستمرار بهذه التفاهة يمكننا التحدث بشأن خفض معدلك بخمس درجات. |
Şu anda çok fazla şey var ve belki konuşabiliriz diye düşündüm. | Open Subtitles | , لقد حدثت الكثير من الأمور و اتمنى لو أنه يمكننا التحدث |
Bir çeşit ruh hakkında konuşabiliriz, onları zoryacı bir hayalet. | TED | يمكن أن نتحدث حول نوع من الحس لشبح مسخر لهم. |
Daha sonra, Prag'dan ayrılıp, Berlin'e gitmem konusunda konuşabiliriz. Love Parade'e. | Open Subtitles | لاحقا، ربما نتحدث عن ترك براغ لاذهب إلى إستعراض حب برلين. |
Kafamda birkaç olasılık var. Um, ama bunu daha sonra konuşabiliriz. | Open Subtitles | هناك بعض الإحتمالات الواضحة لكن ربما يمكننا الحديث عن هذا لاحقاً؟ |
Ama eğer istersen, odamda özel olarak daha da konuşabiliriz. | Open Subtitles | لكن أذا أردتِ ، يمكننا مناقشة هذه الأفكار بصورة خاصة. |
Seni ve gündemini onu buraya sağ salim getirdiğimizde konuşabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا التحدث عنك وعن جدولك الخاص عنـــدما أعيدها سلامـــة هنا |
Ondan sonra, geri geldiğin zaman, aynı kandan olmamızı konuşabiliriz, kuzen. | Open Subtitles | ثم حين نعود هنا يمكننا التحدث عن كوننا من دم واجد |
Biz konuşabiliriz vip hostes ya da birileri var mıdır? | Open Subtitles | هل هناك مضيفة لكبار الشخصيات أو شخص يمكننا التحدث إليه؟ |
eğer adil değilse tabii ki tekrar konuşabiliriz veya başka birşey düşünebiliriz | Open Subtitles | إن كان غير عادلاً لكي بالطبع يمكننا التحدث والتفاهم حول شيء آخر |
FBI 15 bipe bir şey yapamaz. 26 hafta için konuşabiliriz. | Open Subtitles | ويمكن للفيدراليين أن يوفروا العناء ثم يمكننا التحدث عن الأسابيع الـ26 |
En azından bu konuda konuşabiliriz, çünkü şiddet ve nefretin ucu hepimize dokunuyor. | TED | أقل ما يمكننا فعله هو التحدث عنها، لأن الكراهية والعنف لا يأتيان من الفراغ. |
Eğer istersen, bu konuyu başka bir gün yine konuşabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا أن نتحدث حول ذلك يوماً ما، إذا كنت ترغبين |
Peki, tüm yardım için tekrar teşekkürler. Belki artık yarın konuşabiliriz. | Open Subtitles | حسناً ، شكراً مجدداً لمساعدتك ربما يمكننا ان نتحدث أكثر غداً |
Eğer bunun üstesinden gelebilirsen o zaman anlaşmamızın şartlarını konuşabiliriz. | Open Subtitles | واذا نجحت في هذا نستطع ان نتحدث بخصوص شروط اتفاقنا |
Belki gelecek seferde seni en çok inciten eski sevgilinden konuşabiliriz. | Open Subtitles | ربما في المرة القادمة يمكننا الحديث عن السابقين .الذي آذاك كثيرا |
Kalıbı iade et, ondan sonra geleceğini konuşabiliriz. | Open Subtitles | يجب عليك ان تعاد لوحة، ثم يمكننا مناقشة مستقبلك. |
Bir ara gerçekten yalnız kalabilirsek aramızda gerçekten ne oldu, konuşabiliriz belki. | Open Subtitles | أتعرفين إذا كنا بمفردنا من الممكن أن نتكلم عن ماذا حدث بيننا |
Ve eğer... bir babasının olması yani bir kocan olması... ..senin için çok önemliyse bunun hakkında konuşabiliriz. | Open Subtitles | و لو الحصول على والد.. اعني, اعني زوج, مهم جداً لكِ, إذن يمكننا التحدّث عن ذلك. |
Onunla senin için konuşabiliriz. Onu yapmak istediği şeyi yapmadan durdurabiliriz. | Open Subtitles | بوسعنا التكلم معه بالنيابة عنك بوسعنا دفعه للتوقف عما يخطط له |
Bir hafta izin al ve burada kalıp, biraz malzeme topla döndüğümde, bunu konuşabiliriz. | Open Subtitles | خذي اجازة لمدة اسبوع هنا وابحثي عن مادة للغناء وعند عودتي سنتحدث بالأمر |
Ücretimi akşam yemeği ve şampanya eşliğinde konuşabiliriz. | Open Subtitles | يمكن أن نناقش تكريمى أنا أثناء العشاء و تناول الشمبانيا الليلة |
Herşeyi konuşuruz. Sanırım bunu da konuşabiliriz. | Open Subtitles | نتحدّث عن بعض الأشياء أعتقد أنه يمكنني تدبر الأمر |
Bir yere gidip bu konu hakkında konuşabiliriz. Hadi ama. | Open Subtitles | أيمكننا أن نذهب إلى مكان ما ونتحدث بهذا الأمر وحسب؟ |
- Burada oturup, konuşabiliriz. - Güzel. Fazla fırsatımız olmamıştı. | Open Subtitles | يمكننا الجلوس هنا والتحدث جيد لم يتح لنا التحدث معا كثيرا من الوقت |
Aslında bunu GD'de sizi baştan aşağı kontrol ettirirken konuşabiliriz. | Open Subtitles | حَسناً، نحن يُمْكِنُ أَنْ نَتكلّمَ حول ذلك في جي دي |
Mm, bunun hakkında tamamen kendi başıma yaptığım bu leziz yemek eşliğinde konuşabiliriz. | Open Subtitles | حسنٌ , يمكننا التحدثُ بشأن ذلك على هذه الوجبة الشهيّة الذي أعددتُها بنفسي. |
Derse gitmek zorundaysan şimdi... belki bir gece konuşabiliriz bunu? | Open Subtitles | لو أنك بحاجة للذهاب للفصل، فهل يمكننا مناقشته بإحدي ليالي هذا الأسبوع؟ |