Peki şimdi, bu konuşmadan almak istediğiniz ana fikir ne? | TED | وما اريدكم ان تخرجوا منه من هذه المحادثة |
Bu konuşmadan sonra bunu yapacağınızı ümit ediyorum. | TED | اعتقد انكم بعد هذه المحادثة سوف تقومون بهذا الامر |
Kankalarımla nasıl takılacağıma dair yapılacak garip konuşmadan kurtulmuş oldum. | Open Subtitles | جنبتني محادثة غريبة بشأن كيف سأقوم بقضاء وقتي مع أصدقائي |
konuşmadan, hiçbir şey yapmadan sadece nefes alıp izleyeceksin! | Open Subtitles | لن تتحركي أو تتحدثي أو تفعلي أيّ شئ غير أن تتنفسي و تراقبي |
13,000'den fazla kişi ankete katılmıştı: konuşmadan sonra beni vatan haini olarak düşünüp düşünmediklerini hakkındaydı. | TED | أكثر من 13،000 مشارك قاموا بالتصويت على هذا الاستطلاع: أيعتبرونني خائنة أم لا بعد ذلك الخطاب. |
Diğerleriyle konuşmadan önce senin buna hazır olduğundan emin olmam gerek. | Open Subtitles | قبل أن أتحدث مع الأخرين يجب أن أعرف أنك مستعد لهذا. |
Seninle bir saat önce ormanda yaptığımız konuşmadan başka mı? | Open Subtitles | عدا المحادثه التى قمت بها معك فى الغابة منذ ساعة |
Ev sahibiyle konuşmadan alarm sonrası normale dönemezsin, Harris ! | Open Subtitles | أنت لا تكذبي إنذاراً دون التحدث للساكن الرئيسي يا هاريس |
Bu konuşmadan önceki olayları mahkemeye anlatır mısınız? | Open Subtitles | ممكن تقول للمحكمة الظروف التى أدت الى حدوث هذه المحادثة |
Eğer Sally Akin'la geçen o sözde konuşmadan bahsedeceksen, onun evinde geçtiğini yazamazsın! | Open Subtitles | إذا كنت تريد الإشارة إلى المحادثة المزعومة مع سالي آيكن فلا يمكنك أن تنشر أن المحادثة كانت في منزلها |
Bu konuşmadan bir şeyler çıkarmak zorunda olacak olan zavallı FBI teknisyeni için gerçekten de acıklı bir durum. | Open Subtitles | إنني أشفق علي فني المباحث الفيدرالية المسكين الذي سيضطر لاستنباط المعلومات من هذه المحادثة |
Senin doğduğun günden beri bu konuşmadan kaçtım. | Open Subtitles | يا إلهي لقد أجلت هذه المحادثة منذ يوم ولادتك |
Yani, söylemeye çalıştığın nedeni bilmediğini söyleyince konuşmadan kurtulacağını sandın. | Open Subtitles | ما عنيتِ هو أنكِ لا تعرفين السبب قولي هذا فحسب و سنتفادى تلك المحادثة |
Bay Zadir gibi biriyle konuşmadan önce, bir saldırı planı yapmalısın. | Open Subtitles | قبل محادثة شخص مثل زادير يجب وضع خطة هجوم |
Eğer ilişkiniz hakkında başka bir aptal konuşma daha dinlemek istesek yapmamız gereken tek şey, geriye bakıp, ilişkiniz hakkında dinlediğimiz milyarlarca konuşmadan bir tanesini hatırlamaktır. | Open Subtitles | وإذا أحدٌ منا أراد أبداً أن يخوض.. محادثة غبيّة أخرى عن علاقتكم.. كل ما علينا فعله هو أن نتذكر واحدة من إحدى بلايين.. |
Bir oğlum var. Oğlunu, Arayıcı'yla konuşmadan önce düşünecektin. | Open Subtitles | تعيّنعليكِأن تعيمصيرهبالأعتبار، قبل أنّ تتحدثي إلى الباحث. |
Yani o konuşmadan önce Ivanka'yı dinlediğine inanıyorum | TED | فأعتقد أنه كان يستمع لها قبل هذا الخطاب. |
Acil bir durum var! Başkanla konuşmadan buradan ayrılmam. | Open Subtitles | لدينا هنا حالة طارئة أيها الكولونيل لن أرحل قبل أن أتحدث مع الرئيس |
Açık söyleyeyim bu konuşmadan birine bahsedersen bir daha şapka takamazsın. | Open Subtitles | لكى نكون واضحين أخبر أحد عن هذه المحادثه ولن ترتدى قبعه مره أخرى |
Ama ikisini de sahip olamazsın. Lorraine'le konuşmadan ayrılacak mıydınız? | Open Subtitles | لكن ليس الأثنين معاً سترحلون من دون التحدث مع لورين؟ |
Onlarla konuşmadan önce durumunuzla ilgili gerçeği bilmelisiniz Profesör Langdon. | Open Subtitles | قبل التحّدث معهم، يا أستاذ (لانغدون)، يجب أن نعرف حقيقة قضيتك. |
konuşmadan önce dayak mı istiyorsun? | Open Subtitles | أتحتاجين الى قليلاَ من الضرب قبل ان تتكلمى ؟ |
Şimdi biliyorum ki buraya Gainesville'e gelip de size timsahlar hakkında konuşmadan Everglades'teki hayvanlar hakkında konuşmuş olmam. | TED | الآن أدرك أنني لا أستطيع زيارة جينزفيل والتحدث معكم حول الحيوانات الموجودة في الايفيرجليد بدون التحدث عن التماسيح. |
Ama yine de siz beni konuşmadan çıkarınca, durum biraz garipleşmeye başladı. | Open Subtitles | لكن حالما تقاطعوا حديثي يا رفاق هذا عندما تصبح غريبه إلى حد ما |
Daha önce yaptığımız konuşmadan mutsuzluk duydum. Ve ben.. | Open Subtitles | لقد كنت حقاً غير سعيدة من محادثتنا التي ... دارت في وقت سابق, وأنا |
Yazarıyla konuşmadan önce yeniden okumak istiyorum. | Open Subtitles | احتاج لأعادة قرائته قبل ان نتحدث مع المؤلفة |
Michael'a konuşmadan önce yaptığını gerçekten yaptığı şeyi gerçekten takdir ettiğimi söylemek istedim, çünkü bu hayatımı bütünüyle çok daha kolaylaştırıyor. | TED | رغبت في إخبار مايكل قبل أن يتحدث بأنني حقاً أقدّر ما يفعله، لأنها تجعل حياتي العملية أسهل بكثير. |