Konuşmak istediğini söyledi. | Open Subtitles | و قال أنه يريد أن يتحدث معى |
Konuşmak istediğini söyledi. | Open Subtitles | و قال أنه يريد أن يتحدث معى |
Ağzından laf almaya çalıştım ama yalnızca seninle Konuşmak istediğini söyledi. | Open Subtitles | حاولت أن أعرف بخصوص ماذا, لكنه قال أنه يريد التحدث معك وحدك |
Dükkanı bir adam arayıp en son müşterimle Konuşmak istediğini söyledi. | Open Subtitles | شخص اتصل بالمحل. قال انه يريد التحدث مع احدث عملائي, |
Hiçbir bilgim yok, yalnızca seninle Konuşmak istediğini söyledi. | Open Subtitles | لا أملك أدنى فكرة, طلبت مني التحدث معكِ وحسب |
Ee, Sam benimle Konuşmak istediğini söyledi. | Open Subtitles | أخبرني (سام) أنكِ تودين التحدث إلي |
Arkadaşın, Konuşmak istediğini söyledi. | Open Subtitles | لقد قال أنك تريد التحدث |
Evet, cekete gitmeye baktığımızda orada kimin olduğuyla ilgili elemanla Konuşmak istediğini söyledi. | Open Subtitles | أجل، قالت أنها أرادت التحدث مع الموظف الذي كان موجودًا عندما سحبنا المعطف |
- Ann benimle Konuşmak istediğini söyledi. - Saunders istiyor. | Open Subtitles | أن اخبرتنى انك تريد التحدث معى- ساندرز هو من يريد- |
Benimle Konuşmak istediğini söyledi. | Open Subtitles | و قال أنه يريد أن يتحدث معى |
Röportajda daha çok Konuşmak istediğini söyledi. | Open Subtitles | لا. قال أنه يريد التحدث أكثر في المقابلة |
Collette'le tekrar Konuşmak istediğini söyledi. | Open Subtitles | قال انه يريد التحدث مع "كوليت) مجددا) |
Hiçbir bilgim yok, yalnızca seninle Konuşmak istediğini söyledi. | Open Subtitles | لا أملك أدنى فكرة, طلبت مني التحدث معكِ وحسب |
Alfred benimle Konuşmak istediğini söyledi. | Open Subtitles | (ألفريد) قال أنكِ تودين التحدث لي |
Evelyn benimle Konuşmak istediğini söyledi? | Open Subtitles | إيفلين أخبرتنى أنك تريد التحدث إليّ ؟ - |
Orada olanlar ve burada olanlar hakkında benimle Konuşmak istediğini söyledi. | Open Subtitles | أرادت التحدث عن الذي حصل هنا وهناك |
- Patty benimle Konuşmak istediğini söyledi baba. | Open Subtitles | -باتى" اخبرتنى انك تريد التحدث معى يا ابى" |