Dostum, böyle konuşmam için bana tonlarca para veriyorlar. | Open Subtitles | يا رجل، هم يعطونني كتل من النقود لأتكلم هكذا. |
Bak, um, bunun kulağa farklı geldiğini biliyorum ama bence buraya beni senle konuşmam için gönderdi. | Open Subtitles | أعرف أن هذا سيبدو غريباً للغاية ولكن أعتقد أنه لربما أرسلني إلى هنا لأتكلم معك. |
Annenizle konuşmam için bize biraz izin verir misiniz? | Open Subtitles | هل تستطيعون أن تعطوني فترة وجيزة لأتكلم مع والدتـكم |
Ailen seninle konuşmam için tonla para ödedi. | Open Subtitles | والداك دفعوا لي مالاً كثيراً لكي أتحدث إليك |
İstediğim tek şey, şüpheli ile konuşmam için bana bir fırsat vermeniz. | Open Subtitles | كل ما أريده هو فرصة لكي أتحدث مع المشتبه به |
Bobby, lütfen. Herkesle savunmamız hakkında yeniden konuşmam için bana yardım etmelisin. | Open Subtitles | بوب) أرجوك ساعدني) لأن أتحدث مرةً أخرى عن الحجّة |
Bobby, lütfen. Herkesle savunmamız hakkında yeniden konuşmam için bana yardım etmelisin. | Open Subtitles | بوب) أرجوك ساعدني) لأن أتحدث مرةً أخرى عن الحجّة |
Bana nazik konuşmam için ücret ödemiyorsun. Kaylee büyük şehir züppelerini yağlıyor... | Open Subtitles | أنت لا تدفع لى لأتكلم جيداً (كايلى) تريد أن تحصل على بعض الرجال من المدينه الكبيره |