Standart istatistik teknikleri aldık, bu nedenle bununla ilgili konuşmayacağım. | TED | لقد إستخدمنا أساليب إحصائية قياسية، لذا لن أتحدث عن ذلك. |
Eğer bebek hakkında konuşmak istiyorsan, vaktini boşa harcıyorsun çünkü bununla ilgili konuşmayacağım. | Open Subtitles | اذا اردت أن أتحدث عن الطفلة فأنت تضيع وقتك لأننى لن أتحدث عنها |
Bu yüzden, şu andan itibaren sizinle bir daha konuşmayacağım. | Open Subtitles | و لذلك, من الآن فصاعداً لن أتحدث إليك مرة أخرى |
Kendi kendime söz verdim, bir daha sana rastlarsam konuşmayacağım. | Open Subtitles | أنا أخبرت نفسي بأنني إذا قابلتك مرة آخري,لن أتكلم معك |
Yasal sistemde bir reforma gidilmesi gerektiğinden konuşmayacağım. | TED | لن اتحدث اليوم عن تغيير النظام القانوني |
Cedric hakkında konuşmayacağım eğer bu yüzden burdaysanız hemen gidebilirsiniz biz de gidelim, Hermione. | Open Subtitles | انا لن اتكلم عن سيدريك ,هذا ليس سبب وجودك هنا او يمكننا ان نرحل من هنا الآن |
Güney aksanıyla falan konuşmayacağım. O büründüğün kılık yeteri kadar aptalca. | Open Subtitles | لن أتحدث بلهجة جنوبية، يكفي أنك ترتدي هذه الملابس التنكرية الغبية |
- Senden talimat alana kadar basınla konuşmayacağım, değil mi? | Open Subtitles | إذاً لا أتحدث إلى الصحافة حتى تصلني التعليمات. هذا صحيح. |
Burada bunlar hakkında fazla konuşmayacağım. Fakat doğu kıyısında bulunan, şu kutunun içindeki bölgesel ölçü düğümü olarak biliniyor. | TED | لن أتحدث كثيرا عن معظمها هنا ولكن الموقع الذي على الساحل الغربي, ذلك الذي في المربع يدعى روابط المقياس المحلي |
Bir açıklama yapmayacağım, ama o tabloya bakmaya çalışırsan, Seninle bir daha asla konuşmayacağım. | Open Subtitles | لكن إذا حاولت رؤية هذه اللوحة ، فكلمة شرف مني ، لن أتحدث معك بعد الآن أبداً |
Sizinle Haldeman ya da bir başkası hakkında konuşmayacağım. | Open Subtitles | لن أتحدث معكما عن هالدمان أو عن أي شخص آخر |
Çocuklarımla hiç Arnavutça konuşmayacağım, sadece İtalyanca. | Open Subtitles | لن أتحدث الألبانيه إطلاقاً مع أطفالي ، فقط بالإيطاليه |
Bir daha onu asla görmeyeceğim, Bir daha onunla asla konuşmayacağım, | Open Subtitles | بأني لن أراها أبداً مجدداً لن أتحدث أبداً إليها مجدداً |
Bir ulus ya da ulus grubu ile konuşmayacağım. | Open Subtitles | أنا لن أتكلم مع أي أمة واحد أو مجموعة من الدول. |
- Onunla asla konuşmayacağım. - Hatırım için konuşamaz mısın? | Open Subtitles | ـ أنا لن أتكلم معه ـ أليس بإمكانك أن تفعل شئ لي؟ |
Umutsuz durumdayım. Deli değilim. Bay Bushmiller'la konuşmayacağım bile. | Open Subtitles | انا فاقد الامل ,انا لست مجنون انا اريد ان اتحدث مع السيد بوشميللر |
Tanrım. Bana ondan bahsetme. Onunla bir daha konuşmayacağım. | Open Subtitles | ياللهى ، لا تتحدث معى عنها لن اتحدث معها مرة اخرى. |
Evet, mezun olduktan sonra bir daha hiç konuşmayacağım insanlarla. | Open Subtitles | - نعم, بين اشخاص لن اتكلم معهم مجدداً. عندما اتخرج. |
Ve yemin edebiliriz ki, ben yemin ederim ki bir daha asla ve asla bunu konuşmayacağım. | Open Subtitles | ويمكننا أن نقسم وأنا أقسم إنّني لن أتحدّث عن هذا الأمر من جديد |
O halde seninle bir daha asla konuşmayacağım! | Open Subtitles | هلّ يمكننا الاستراحة؟ وبعد ذلك، لن أتكلّم معك ثانية |
Asıl ben babamla bir daha konuşmayacağım. | Open Subtitles | انا لن أكلم والدي أبدا 300 00: 12: 23,552 |
Artık seninle konuşmayacağım, ya da sana bakmayacağım. | Open Subtitles | أنا يَجِبُ أَنْ لا أَتكلّمَ معك أَو انْظرُ إليك |
Bu konuyu seninle konuşmayacağım. | Open Subtitles | أنا لن أناقش هذا الموضوع معك , حسنا , نحن لسنا مع بعض |
Bir daha gelip, duvarlarla konuşmayacağım. | Open Subtitles | لن أكلمك كأنني أكلم الحائط |
Onunla bir daha asla konuşmayacağım. | Open Subtitles | لن أكلمه بعد الآن |
Cedric hakkında konuşmayacağım. Bunun için geldiyseniz hemen gidin. | Open Subtitles | أنا لم آت لأتحدث عن سيدريك، إن كان هذا هو سبب وجودكم هنا، فسأخرج الآن |
Avukatım gelene kadar konuşmayacağım. | Open Subtitles | لن أتفوه بكلمة إضافية حتى وصول محاميّ |
Bunu konuşmayacağım artık. Bir sürü işim var. | Open Subtitles | لقد انتهيت من الحديث عن ذلك , لدي الكثير لأفعله |
Hayır, bunu konuşmayacağım. | Open Subtitles | كلا، لن أتكلّمَ عن هذا |