Şimdi, tehlikeli hayvanlar hakkında konuştuğunuzda, çoğu insan, aslanları veya kaplanları ya da köpek balıklarını düşünebilir. | TED | الآن، عندما تتحدث عن الحيوانات الخطرة، يفكر معظم الناس بالأسود والنمور وأسماك القرش. |
Savaştan önce bile, Yahudiler'le konuştuğunuzda akıbetlerini önceden görmüşlerdi, nasıl olduğunu bilmiyor. | Open Subtitles | حتى قبل الحرب عندما تتحدث مع اليهود... كانوا يعلمون بنهايتهم لايعلم كيف |
Hatta bizimle konuştuğunuzda kafamızı çeviriyor ve gözlerimizi kırpıyoruz. | Open Subtitles | حتى إننا ندير رؤوسنا ونغمض عيوننا عندما تتحدث إلينا |
Daha da önemlisi, çocuklarla konuştuğunuzda, onlarla televizyonda röportaj yapılırken, hatta Mr. Pai yokken bile tekrar tekrar sınıfta öğrenmelerine yardımcı olan; öğrenmenin eğlenceli ve çok oyunculu olduğunu söylediler. | TED | والأهم من ذلك، عندما تتحدث إلى الأطفال وعند القيام بمقابلات تلفزيونية معهم حتى لو كانت بعيداً عن السيد باي يرددون مراراً وتكراراً أن أمرين ساعدوهما بالتعلم في الصف التعلم أمر ممتع، والتعلم أمر جماعي. |