Bunları, bizi konuşturmak için söylüyorsunuz ama samimi değilsiniz. | Open Subtitles | أعتقد أنك تقول بأنك تقول هذا فقط حتى تجبرنا على الحديث لكن هذا غير صحيح |
Onu CIA'ye teslim ediyorum ve onlar onu konuşturmak için ne gerekiyorsa yaparlar. | Open Subtitles | سوف أحول أمره إلى المخابرات، وسوف يقوموا بما يلزم ليجبروه على الحديث. |
Ayrıca seni konuşturmak için araçları olduğunu söylememe gerek yok. | Open Subtitles | أنه من المعقول أن نقول أن لديهم طرق لإجبارك على الكلام |
Onu konuşturmak için Güc'ü kullanmamız gerekecek. | Open Subtitles | سيكون علينا إستخدام القوة لأجباره على الكلام |
Beni konuşturmak için kandırmana izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | ولن ادعك تجعليني اقول ان شيء لك |
Beni konuşturmak için kandırmana izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | ولن ادعك تجعليني اقول ان شيء لك |
Beni konuşturmak için yapabileceğin hiçbir şey yok. | Open Subtitles | ليس هُناك شيء يُمكنكِ فعله ليجبرني على الكلام. |
Seni konuşturmak için bildiğim başka yöntemler de var. | Open Subtitles | لدي طرق أخرى لأجبرك فيها على الكلام |
-Seni konuşturmak için bir çok yol var, ama en basiti bana doğruyu söylemediğiniz takdirde sonuçlarına katlanacak olmanız. | Open Subtitles | - هناك الكثير من الطرق ... لأحملك على الكلام ، ولكن أسهلهم هي أن اطلعك على عواقب عدم قولك للحقيقة |