| Ben yatmak istediğin kız hakkında konuşuyorum. Şimdi beni rahat bırakacak mısın? | Open Subtitles | أَنا أتكلم على البنت التي تريد أن تنام معها لذا تمهَل عليَ |
| - Bunun olması imkansız. - Ben konuşuyorum. Jakob, Selmak değil. | Open Subtitles | لا توجد فرصة لذلك هذا أنا الذي أتكلم جاك ليس سلماك |
| Hey salak, evet sen, seninle konuşuyorum. Sağır falan mısın ? | Open Subtitles | ايها الاحمق انا اتحدث معك هل انت اصم او شيء ؟ |
| Hem de bir fare ile konuşuyorum. Sanki beni anlıyormuş gibi. | Open Subtitles | لا اعرف كيف اطهو والان, ها انا اتحدث مع فأر .. |
| Ama bir süredir annemlerle konuşuyorum ve eve dönmem gerektiğini düşünüyorlar. | Open Subtitles | لكن كنت أتحدّث مع والديَّ, و يظنّون أن عليهَّ الذهاب للديار. |
| Ve önce seninle merhamet hakkında konuşuyorum. | Open Subtitles | انا اتكلم معك مواجهة للرحمة هل لديك رحمة للبشر |
| Ben herkes adına konuşuyorum | Open Subtitles | أعتقد أتكلّم بإسم كلّ الولايات المتّحدة عندما أقول |
| Bütün gün insanlarla konuşuyorum ama bu uyumama yardımcı olmuyor. | Open Subtitles | أتكلم مع الناس طوال اليوم هذا لا يساعدني على النوم |
| Bu konuda, bir bilirkişi olarak konuşuyorum, çünkü benim durumum tam bir uç nokta. | TED | و أنا أتكلم بصفتي سلطة نفوذ في هذا الموضوع، لأنني حالة مستعصية. |
| Pekala, bu sabah yolsuzluk sorusu üzerine konuşuyorum. | TED | حسنا، هذا الصباح سوف أتكلم فيما يتعلق بمسألة الفساد. |
| Parti ve insanlık adına konuşuyorum. | Open Subtitles | منذ متى تهتمّ بالجيتو؟ أتكلم لمصلحة حزبنا ومصلحة الإنسانية |
| Bazen düşünmeden konuşuyorum. | Open Subtitles | أحيانا أكون لطيفا أحيانا أتكلم بلا تفكير |
| İki gündür şu aptal telefonla konuşuyorum, sen de kendi dünyana çekildin iyice. | Open Subtitles | ؟ انا اتحدث مع هذا التليفون الاحمق من يومين, وانت جالس فى خلوتك. |
| Ben Toplum Bilimi üzerine eğitim aldım, Peki neden burada durmuş akıllı malzemeler üzerine konuşuyorum ? | TED | اذا انا عالمة اجتماعية بالتدريب, اذا لماذا انا هنا اليوم اتحدث عن المواد الذكية؟ |
| Bugün buraya çıkmış sizinle konuşuyorum Bu çok büyük bir azmin ürünü. | TED | كما اقف هنا الان و اتحدث لكم لقد كنت اركض لمدة 5 سنوات |
| Bu sadece çalışma odamda öldürüldüğünü kanıtlar. Neden seninle konuşuyorum? | Open Subtitles | ذلك يثبت فحسب أنّها قتلت في غرفتي لمَ أتحدّث معكِ؟ |
| İnsanoğlu hakkındaki ölüm kararlarını kendi başlarına veren tamamen özerk robot silahlar hakkında konuşuyorum. | TED | أنا أتحدّث عن أسلحة روبوتية ذاتية التحكم تماما تقوم باتّخاذ قرارات قاتلة للبشر وحدها. |
| - Çok konuşuyorsun. - Sen hiç konuşmadığın için çok konuşuyorum. | Open Subtitles | تتكلمين كثيرا انا اتكلم كثيرا لانك لا تتكلم على الاطلاق |
| Sırf onlarla aynı dili konuşuyorum diye, tüm cevapları bulabileceğimi mi sanıyorsunuz? | Open Subtitles | تعتقد لأنني يمكن أن أتكلّم اللغة، أنا يمكن أن أحصل على كلّ أجوبتك لك. |
| Profesyoneller, farkındayım ki bir oda dolusu profesyonele konuşuyorum ve bu çok önemli bir yere sahip | TED | أنا واعية أني أتحدث إلى التحدث في غرفة مليئة بالمختصين لديهم مكان مهم جداً |
| Senin yüzünden hep kendimle konuşuyorum. | Open Subtitles | حسنا ، عليّ أن أكلمك بصراحة ، يا فتى لقد جعلتني أكلم نفسي |
| Seninle konuşuyorum. Bu insanı kullanan varlıkla. | Open Subtitles | أنا أخاطبك أنت أخاطب الكيان الذي يستخدم هذه الطفلة البشرية |
| Beni burada böylece bıraktıklarına inanamıyorum... ve kendi kendime konuşuyorum, harika. | Open Subtitles | لا أصدق أنهم تركوني و أنا أكلم نفسي الآن ، رائع |
| Mesela, ben her gün, binlerce mil uzaktan ebeveynlerimle Skype'ta konuşuyorum. | TED | على سبيل المثال، أتحدثُ مع والديّ من خلال السكايب يومياً، الذين يعيشان على بعد آلاف الأميال. |
| Kampanya Arapça'yı korumak için bir slogan başlattı, "Ben senle doğudan konuşuyorum, Sen bana batıdan cevap veriyorsun." | TED | حملة الحفاظ على اللغة العربية أطلقت شعار يقول: أخاطبك من الشرق، فترد من الغرب. |
| Kendi kendime konuşuyorum, Kulak kabartma. | Open Subtitles | أنا كُنْتُ أَتكلّمُ مع نفسي. لا تُتصنّتْ. |
| Sizinle Libyalı genç bir kadın olarak konuşuyorum, Libya iç savaşın ortasında olan bir ülke. | TED | أنا أتحدث إليك كامرأه شابة من ليبيا. دولة في وسط أحداث حرب أهلية |
| Sizinle oyun sahanızda buluşup en rahat hissettiğiniz yerde konuşuyorum. | Open Subtitles | مقابلتك على مجال عملك وأتحدث إليكم حيث تشعرون بمعظم الحرية |
| Sana anlatacak zamanı olmadı, şimdi onun adına da konuşuyorum. | Open Subtitles | هو لم يكن لديه الوقت ليخبرك لذا أن سأتكلم من أجله |