Son olan şeyden sonra buralara artık gelmeyeceğin konusunda anlaştık sanıyordum. | Open Subtitles | لقد اتفقنا أنك لن تأتي إلي هنا أبدا بعد الحادث الأخير |
Para konusunda anlaştık. Bu gece parayı alacağım. | Open Subtitles | لقد اتفقنا على السعر و سأذهب للحصول على العملة غدا |
Sadece hangi kostümü giyeceğimiz konusunda anlaştık sanmıştım. | Open Subtitles | لكنني ظننت بأننا إتفقنا على أن يكون لباسنا متشابهاً، هذا ما في الأمر |
Siz buraya gelmeden önce her şeye doğru cevap vereceğimiz konusunda anlaştık. | Open Subtitles | لقد إتفقنا كلنا قبل أن تأتون لهنا أن نُجيب على أسئلتكم بصدق |
Ted, biz daha yeni çıkmaya başladık. Çok hızlı ilerlememek konusunda anlaştık, ve her nasılsa, hemencecik bir bebeğimiz oldu. | Open Subtitles | تد,لقد بدأنا المواعدة لتونا واتفقنا ان نتمهل و بطريقة ما أصبح لدينا طفل |
Hukuk okuluna gittiğimde masrafların şirket tarafından karşılanacağı konusunda anlaştık. | Open Subtitles | لقد وافق أن تدفع لي الشركة مصاريف دراستي عندما تحين لي الفرصة |
Şey, anlaşamadığımız konusunda anlaştık diyelim. | Open Subtitles | حسناً، لنقل فقط أننا أتفقنا على ان لا نتفق. |
Birbirimiz için doğru olmadığımız konusunda anlaştık. | Open Subtitles | أتفقنا على أننا غير مناسبين كل منا للأخر |
Reis Ragnar ve Kral Horik'le birlikte İngiliz krallığı Wessex'e akın düzenleme konusunda anlaştık. | Open Subtitles | اتفقت على غزو مملكة (وسكس) الإنجليزية مع الملك (هوريك) والإيرل (راجنر). |
Bu konuda birlikte karar vermek konusunda anlaştık sanıyordum. | Open Subtitles | ظننت اننا اتفقنا على اتخاذ هذا القرار سوية ؟ |
Burada yeterince zorlanmadığın konusunda anlaştık, bu yüzden seni oldukça uzak bir yere yollayacağız. | Open Subtitles | لقد اتفقنا على انه لم يكن مستواك جيدا فبناءا على ذلك فسنقوم على ارسالك الى مكان بعيد |
Yandaşlarımızla müfettişlerin işlerini yapması konusunda anlaştık. | Open Subtitles | لقد اتفقنا مع حلفائنا أن نترك المفتشين يقومون بعملهم كما قال يوغي بيرا : |
Hayır, eve iş getirmeyeceğim konusunda anlaştık. Bir saat içinde dönerim. | Open Subtitles | كلا، لقد اتفقنا أنني لن أعمل في المنزل سأعود خلال ساعة، أعدكِ |
Tahliye konusunda anlaştık sanıyordum. Öyle zaten. Sizin ne işiniz var burada? | Open Subtitles | إعتقدت أنّنا اتفقنا على الإخلاء - فعلنا، وما الذي تفعليه انت هنا؟ |
Birkaç gün etrafta görünmeyeceğin konusunda anlaştık sanıyordum. | Open Subtitles | ظننت أنّنا إتفقنا على أن لا تأتي إلى هنا إلا بعد عدّة أيام |
Kostümsüz olması konusunda anlaştık sanıyordum. | Open Subtitles | ظننت أننا إتفقنا على أن نتخلص من البدلات |
BM'ye bir an önce dönmem gerektiği konusunda anlaştık. | Open Subtitles | لقد إتفقنا على أن أعود لمقر الأمم المتحدة بأسرع ما يمكن |
Tanıklık ederse, hakkındaki suçlamaları düşüreceğimiz konusunda anlaştık. | Open Subtitles | لقد إتفقنا على إسقاط تلك التهم لو أدلت بشهاداتها. |
Belediye meclisi toplantısında oturduk hayata devam etme, geçmişte yaşamama kararı aldık ve bunun asılmaması konusunda anlaştık. | Open Subtitles | لقد جلسنا في اجتماع مجلس البلدية والحديث كان بخصوص الشِفاء وليس الخوض في الماضي واتفقنا حينها على ألاّ تُرفع هذه |
Booth resmimi çekti gerçi çıplak şekilde omlet yaparken çektiğim resmine karşılık kimseye göstermeyeceği konusunda anlaştık. | Open Subtitles | لقد إلتقط (بوث) صورة لذلك لكن لأنني لدي صورة لهُ يطبخ (الأومليت) و هو عاري لقد وافق أن لا يريها لأي أحد |
Ben Gigiden o kadar çok nefret ettiğimiz için onun adını bile söylemeyeceğimiz konusunda anlaştık sanıyordum | Open Subtitles | {\pos(190,230)}أعتقد أننا أتفقنا بأننا نكره (جيجي) كثيراً ولن ننطق اسمها مرة أخرى. |
Reis Ragnar ve Kral Horik'le birlikte İngiliz krallığı Wessex'e akın düzenleme konusunda anlaştık. | Open Subtitles | اتفقت على غزو مملكة (وسكس) الإنجليزية (مع الملك (هوريك) والإيرل (راجنر |
Michael, artık bana doğruyu anlatacağın konusunda anlaştık sanıyordum. | Open Subtitles | مايكل, اعتقد اننا اتفقنا أنك ستخبرني بالحقيقة من الأن فصاعداً هذه كانت مهمة صغيرة |