Belki de kendimizden çok başkalarıyla ilgilenme konusunda daha iyiyiz. | Open Subtitles | ربما نحن أفضل في الاعتناء بالناس أكثر من اعتنائنا بأنفسنا |
Mevcut teknolojinin bir ispatı olarak tekerlekli sandalyeden ayrıldı, fakat biyonik konusunda daha iyi işler yapmalı ve bu seviyede bir sakatlığı olan kişi için bir günlük tam rehabilitasyon sağlamalıyız. | TED | كشهادة على التكنولوجيا الحالية لقد قام عن كرسي المقعدين لكننا نحتاج أن نبذل جهدًا أفضل في الالكترونيات الحيوية لنسمح في يومٍ ما بإعادة تأهيلٍ كاملة لشخصٍ بمثل هذه الدرجة من الإصابة |
Aslında, iyimsi bir insan olarak hatalarımı fark etme konusunda daha iyi oluyorum. | TED | كشخص أفضل، في الحقيقة، أنا أصبحتُ أفضل في ملاحظة أخطائي الخاصة بي. |
Ancak, ben General Li konusunda daha endişeliyim. | Open Subtitles | ولكني قلق أكثر بشأن الجنرال لي |
Ben Gabe'ye ne söyleyeceğim konusunda daha endişeliyim. | Open Subtitles | أنا قلقة أكثر بشأن ما سأقوله لجايب |
Boşluklarımı doldurma konusunda daha fazla konuşabiliriz. Hayal kırıklığına uğratmamaya çalışacağım. | Open Subtitles | يمكننا أن نتحدث أكثر بشأن سد ثغراتي |
Kıza göz kulak olma konusunda daha dikkatli olması gerektiğini düşündünüz. Hayır. | Open Subtitles | ظننت أنّه كان عليه أن يقوم بعمل أفضل في حمايتها. |
Oldum olası çocuklarım olana kadar neye inandığım konusunda daha kesin bir fikrim olacağını düşünmüştüm. | Open Subtitles | كنت دائماً أتخيل أنى سأكون أفضل في تحمل ما اعتقد في الوقت الذي سيكون لدي أطفال |
Bu tarz olayların önüne geçme konusunda daha iyi bir iş çıkarmalıyız. | Open Subtitles | إنّ المدينة تأخذ مُنعطفًا للأسوأ. يجب علينا القيام بعمل أفضل في التصدّي لهذه الجرائم. |
Bir trenin enkazını kaldırma konusunda daha fazla şansın olabilir ama yine de iyi şanslar. | Open Subtitles | لديك فرصة أفضل في تحريك حطام قطار حقيقى. و لكن حظ سعيد. |
Umarım sonraki hayatında yalan söyleme konusunda daha iyi olursun. | Open Subtitles | آمل أن تكونين كاذبة أفضل في حياتك التالية |
Malik'te kullanılan gazı bulma konusunda daha şanslıydık. | Open Subtitles | كان لدينا حظ أفضل في ألقاء نظرة على الغاز الذي أستخدم على مالك |
Ki bu da onları genelde unutmama ve hafızada saklama konusunda daha iyi kılar. | Open Subtitles | مايجعلهم عادةً أفضل في الحفظ والتذكر. |
Votka konusunda daha başarılıyız. | Open Subtitles | نحن أفضل في صنع الفودكا "نوع من انواع الخمر" |
Aslında Fransızca sohbetimle seni etkileyebilirim ama konuşmaktansa yabancı dilleri okumak konusunda daha başarılıyım. | Open Subtitles | حسنا، أنا، اه... ويمكنني أن نجاح باهر لك مع بلدي التخاطب الفرنسية، لكنني كنت دائما أفضل في قراءة اللغات الأجنبية |
Kundakçıyı kurtaramadığım konusunda daha da endişeliyim. | Open Subtitles | أنا قلق أكثر بشأن حقيقة |
Yerinizde olsam, bu yeni aday konusunda daha fazla endişe duyardım. | Open Subtitles | {\pos(192,220)} سأكون قلقًا أكثر بشأن هذه المرشحة الجديدة |