Sana bir şey söyleyeyim mi İsa Peygamber buraya gelip, vaaz vermekten korkmazdı. | Open Subtitles | حسنا، دعني أخبرك يسوع لن يخاف للدخول في هذا الملتقى أو أية حانة أخرى للتبشير بالإنجيل |
Bir hamur gibi püre edilmekten ya da gözlerinin çıkarılmasından... ..ve de dirseklerinin kırılmasından diz kapaklarının ayrılmasından... ..vücudunun yanıp kül olmasından bacaklarının yarılmasından ve ezilmesinden... ..zerre kadar korkmazdı cesur Sir Robin. | Open Subtitles | فهو لا يخاف و لو قليلاً من الموت أو أن تخرج عيونه من محاجرها أو أن تنكسر مرافقه أو أن يحترق جسمه |
Tadı çok iyi olduğu için manyak gibi gülümserdi ve artık ölümden korkmazdı. | Open Subtitles | سيكون مبتسماً لأن طعم نفسه جيد جداً لدرجة انه لا يخاف الموت بعد الآن |
O, okyanustan korkmazdı. Benim için bile. | Open Subtitles | لم يكن يخشى المحيط ولا حتى علي. |
Güçlüydü. Düşmanlarını mahvetmekten korkmazdı. | Open Subtitles | كان قوياً، لم يكن يخشى مواجهة أعدائه |
- Hayır. Siz de babamdan hoşlanırdınız. Babam hiçbir şeyden korkmazdı. | Open Subtitles | كنتم ستحبون أبي يا رفاق، لم يكن خائفاً من أي شيء |
Anlattığın hikâyedeki gibi bir çavuş, Burns gibi birinden korkmazdı. | Open Subtitles | الرقيب في تلك القصة لن يخاف من أبله مثل (بيرنز) |
Fakat evvelden hiç karanlıktan korkmazdı. | Open Subtitles | ولكنة لم يكن يخاف من الظلام من قبل |
Bizim aksimize, harekete geçmekten asla korkmazdı. | Open Subtitles | لم يكن يخاف أن يشمّر عن ساعديه كبقيتنا |
Çünkü hiç kimse hamile bir kadından korkmazdı. | Open Subtitles | لانه لا احد يخاف من امرأة حامل |
Kuşun korkudan aklı gidiyor. Kim korkmazdı ki zaten? | Open Subtitles | الطائر يخاف تمامًا، من لا يخاف من هذا؟ |
Evet. Billy'yi bilirsin, bir şeyden korkmazdı. | Open Subtitles | -نعم , أنت تعرف ( بيلى ) لا يخاف من أى شىء |
Kardeşim Drew, hiçbir şeyden korkmazdı ne var ki The Fly'ı izledikten sonra örümceklerden korkar oldu. | Open Subtitles | لم يكن أخي (درو) يخاف من شيء "و لكن بعد مشاهدته لفيلم "الذبابة أصبح يفزع من العناكب |
Çünkü babası hiçbir şeyden korkmazdı. | Open Subtitles | لان والده لا يخاف من اي شيء |
Onun seninle alakası yoktu. O gerçeği kovalamaktan korkmazdı. | Open Subtitles | لم يكن مثلك لم يكن يخشى مطاردة الحقيقة |
Yeni şeyler denemekten korkmazdı. | Open Subtitles | لم يكن يخشى التجارب |
Duygularını göstermekten korkmazdı. | Open Subtitles | و لم يخشى من اظهار عواطفه |
Rağbet görmese bile, inandığı şeyi savunmaktan asla korkmazdı. | Open Subtitles | أبدا لم يكن خائفاً من الدفاع عما يؤمن به حتى لو كان على حساب شعبيته |
Ölümün en kötü yollarından hiç ama hiç korkmazdı... ..Cesur, cesur, cesur Sir Robin. | Open Subtitles | فهو ليس خائفاً من الموت فى مناطق بعيدة السيد ( روبن ) شجاع جداً |