Kubbenin ortaya çıktığı ilk günden beri güzel kasabamızın dışından gelen unsurlar aramıza korku ve nefret tohumları ekerek bizi bölmeye çalıştılar. | Open Subtitles | ،منذ اليوم الأول لسقوط هذه القبّة هنا كل العناصر الخارجية التي تعرضت لها بلدتنا العادلة لمحاولة زرع بذور الخوف والكراهية سعيًا لتقسيمنا |
korku ve nefret yoluyla seni kontrol etmeye çalışıyordu. | Open Subtitles | لقد حاول السيطرة عليكِ عن طريق الخوف والكراهية. |
korku ve nefret onu bu hâle getirdi. | Open Subtitles | لكن الخوف والكراهية من صنعوها. |
Söylediğin her şey korku ve nefret doluyken ben aslında insanlara yardım ederek gerçek sevgiyi veriyorum. | Open Subtitles | ومع ذلك كل ما تقوله مليئ بالكراهية والخوف بينما أنا أساعد الناس فعلاً أمنح وأتلقّي الحب، الحب الحقيقي. |
Dürüst olalım, bana mı öyle geliyor, yoksa insanlar, tamamen dinleriyle ve önyargıları ile donanıp, korku ve nefret içerisinde hızla, karanlık çağlara gerimi gidiyor.? | Open Subtitles | بصراحة ، هل أنا فقط أم أن العرق البشري المُسلح بالدين مُسمم بالإخلال والإهتياج التام بالكراهية والخوف |