Olup biten bütün o korkunç şeylere rağmen hayat beni hâlâ mutlu ediyor. | Open Subtitles | مع كلّ الأشياء الفظيعة التي حدثت لا زالت الحياة تجعلني سعيدًا |
Tıpkı yaptığın tüm korkunç şeylere diğer taraftan baktığım gibi, çünkü onlar muhteşem bir iyilik içindi, tıpkı bu liste gibi. | Open Subtitles | تماما مثل نظرت في الاتجاه الآخر من كل الأشياء الفظيعة تفعله ل انهم لتحقيق الصالح العام، تماما مثل هذه القائمة. |
Hâlâ, Trent Preston'ın senin hakkında söylediği o korkunç şeylere üzülüyordun ve muhtemelen kendi değildin. | Open Subtitles | لقد كنت مستاء من سماع كل الأشياء الفظيعة... ... وقد قال ترينت عنك وربما كانت غير نفسك. |
Bizi bu korkunç şeylere dönüştürdüler. | Open Subtitles | حولونا لتلك الأشياء الفظيعة |
Elbette, gazeteciler her zaman korkunç şeylere tanık olurlar. | Open Subtitles | نعم ، إن المراسلون يرون أموراً رهيبة طيلة الوقت |
Böyle korkunç şeylere tanık olup, yine de her gün uyanıp, hâIâ güzellikleri görebilmek büyük cesaret ister. | Open Subtitles | الأمر يحتاج إلى شجاعة لرؤية هذه الأشياء الفظيعة ومع ذلك تنهضين كل يوم... وتكونين قادرة على رؤية الأشياء التي لا تزال جميلة. |
Böyle korkunç şeylere tanık olup, yine de her gün uyanıp, hâlâ güzellikleri görebilmek büyük cesaret ister. | Open Subtitles | الأمر يحتاج إلى شجاعة لرؤية هذه الأشياء الفظيعة ومع ذلك تنهضين كل يوم... وتكونين قادرة على رؤية الأشياء التي لا تزال جميلة. |
O gün bazı korkunç şeylere tanık olmuştuk. | Open Subtitles | فقد رأينا أموراً رهيبة بذلك اليوم |