Çünkü mısır tarlasında tek başıma diğer kuşları korkutup kaçırıyorum. | Open Subtitles | ' سبب أَنا وحيدُ في حقولِ الذرة، إخافة الطيورِ الأخرى. |
Kardeşimi ölümüne korkutup ona da bana yalan söylemesini söyledin. | Open Subtitles | أنت تخيف أخي, ثم تطلب منه الكذب علي أيضا ؟ |
Çılgın savaş çığlığımla onu korkutup bizi buradan kurtaracağım. | Open Subtitles | سَأُنقذُنا عن طريق إخافته بضوضاء حربِي المجنونة |
Hatta, yıllar boyunca bu duruma o kadar alıştık ki sızmaya çalışanları korkutup kaçırmak artık ritüelin bir parçası oldu adeta. | Open Subtitles | في الواقع، لقد إعتدنا على ذلك على مر السنين حتى، اه، أصبح شبه جزء من الطقوس لتخويف من يحاول التسلل |
Güneybatıya olan genişlemenizde yatırımcıları korkutup kaçırabilir | Open Subtitles | يمكن ان يخيف الخبراء الماليين. وانت تريد ان تتوسع الى المنطقه الجنوبيه الغربية. |
Evi almak isteyen o çifti korkutup kaçırdıktan sonra, başka alıcılar buldum. | Open Subtitles | بعد أن قمتِ بإخافة ذلك الزوج اللذان كانا سيشتران المنزل الصغير، وجدت مشتريان آخران، |
Evet, senin ve bu gizli ajanın bağlantımı korkutup kaçırmasını göze alamam. | Open Subtitles | أجل، أنا لن أخاطر بكِ وعميل سرّي هنا لإخافة متصلي. |
Neyse ki, değerli kitlemizi korkutup kaçırmadan, bu tür şeyleri farklı yollarla da iletebiliyoruz. | TED | ولحسن الحظ، يمكننا معالجة كل هذه الأشياء بعدة طرق دون إخافة أكثر سكاننا ضعفًا. |
Mümkün olduğunca çok gürültü yaparak yılanı korkutup uzaklaştırmaya çalışıyorlar. | Open Subtitles | تحاول إخافة الأفعى بإصدار أصوات صاخبة قدر الإمكان |
Bunu yapmasının sebeplerinden biri böcekleri korkutup kaçırmak veya otoburlara daha az çekici görünmek olabilir. | TED | قد يكون واحد من الأسباب أنها بهذا تخيف الحشرات، أو أنها تبدو أقل جاذبية للحيوانات العاشبة. |
Onu yenmen, oradaki beyefendiyi korkutup kaçıracaktır. | Open Subtitles | لو قمت بهزيمته فسوف تخيف ذلك السيِّد هناك |
Onu korkutup, cinayetten sıyırabileceğinizi sandınız. | Open Subtitles | لذا ظننت أنّك تستطيع إخافته حتى تنجو بجريمة قتل. |
Koridordaki insanları korkutup kaçırmak için yaptığın şeyi yapmalısın. | Open Subtitles | عليك فعل هذا الشيء الذى تفعلينه لتخويف الناس في الرواق. |
Peki ya Griffin tüm müşterilerinizi korkutup kaçırmayacak mı? | Open Subtitles | ولكن .ألن يخيف الجرايفين زبائنك جميعاً ؟ |
Plânım şöyleydi katili korkutup kaçmasını bekliyordum. | Open Subtitles | كانت الخطة تقضي بإخافة القاتل لجعله يهرب. |
Bütün mahkumları korkutup, hayatlarına çekidüzen vermeye ikna etmiştik. | Open Subtitles | لإخافة كل اولئك المساجين ليجمعوا شتات حياتهم |
Seni korkutup kaçıracağımdan korkuyordum. | Open Subtitles | أنا كن أخشى أني أخفتك |
Annem iyi bir kocayı korkutup kaçırmayacağımı umduğunu söylemişti. | Open Subtitles | والدتي قالت أنها تأمل أن لا أخيف زوج طيب |
Belki Jesse'nin burada korkutup kaçırdığı Amerikalıları bulabiliriz. | Open Subtitles | لنر إن يمكننا النيل من جنود الاتحادالذين أخافهم جيسي |
Seni biraz korkutup, konuşman için yüreklendirmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | فقط أحاول إخافتك قليلاً وأشجعك على التحدث |
Hala bir ordusu var iken bizi korkutup taviz almak için son çabaları bunlar. | Open Subtitles | إنها محاولة فاشلة أخيرة لمحاولة إخافتنا لتنفيذ مطالبه بينما لازال عنده ما يسمى جيشاً |
Onu öldürmedim. Sadece onu korkutup kasabadan kaçırtmak istemiştim. | Open Subtitles | لم أقتلها، إنّما حاولت إخافتها لتترك البلدة. |
Köpekleri korkutup kaçırmayı becerdim. Çay alır mısınız? | Open Subtitles | تمكنت من إخافتهم وبذلك هربوا هل تودين كوب من الشاي؟ |
Rekabetten korktuğun için beni korkutup kaçırmaya çalışıyorsun. | Open Subtitles | أنتِ تحاولين إخافتي منه لأنك خائفة من المنافسة |