O koruduğun canavar kim bilir kaç kişinin canını yaktı veya öldürdü. | Open Subtitles | و الوحشُ الذي تحميه آذى و قتل أعداداً لا يعلمها أحد. |
Onu 2 yıl önce koruduğun için, şu an ellerinde masum bir kadının kanı olduğunu fark ettin, değil mi? | Open Subtitles | ذلك انك تحميه قبل سنتان هنالك دماء امرأة بريئة |
Bunu daha önceden söylemeliydim ama beni koruduğun için sağ ol. | Open Subtitles | -حري عليّ قول ذلك قبلًا، لكن ... شكرًا لكِ على حمايتي. |
Anneni koruduğun için mutlu olmuş. Doğru olanı yaptığını söylüyor. | Open Subtitles | انه سعيد بأنك كُنت تحمي امك، و يقول انكَ فعلت الصواب |
Israrla kaçındığın savaşın kapına dayanması ve halkımın canı pahasına koruduğun bu duvarların un ufak olması yeter bana! | Open Subtitles | هذا يكفي وتلك الحرب التي تجنبتها سوف تحدث الآن. وهذه الجدران التي كنت تحميها على حساب شعبي سوف تنهار! |
Sanırım koruduğun kişiye derinden bağlısın. | Open Subtitles | أظنك تهتمين جداً لأمر الشخص الذي تحاولين حمايته |
Karşı koyarsan, koruduğun milyonlarca dünyalı... bunun hesabını hayatlarıyla verir. | Open Subtitles | إذا لم تفعل, ملايين الأرضين الذى تحميهم سوف يدفعون ثمن تحديك |
Landry'i koruduğun gibi mi? | Open Subtitles | مثلما حميت لاندري ؟ |
Ama eskiden beri, beni koruduğun onca anı düşünmeye başladım. | Open Subtitles | ولكني بدأت التفكير بالمرات الأخرى التي كنت موجوداً فيها لحمايتي |
Affedersin. koruduğun adamla biraz konuşmam gerekiyor. | Open Subtitles | آسف، لكني في حاجة إلى التحدث إلى الرجل الذي تحميه |
Çok sevdiğin, rüyalarında bile koruduğun oğlunu kucağına aldığın için çıkan gülme çizgileri onlar. | Open Subtitles | إنها خطوط الإبتسامة لانك تحمل ولدك الذي تحبه و الذي تحميه في أحلامك |
Çok sevdiğin, rüyalarında bile koruduğun oğlunu kucağına aldığın için çıkan gülme çizgileri onlar. | Open Subtitles | إنها خطوط الإبتسامة لانك تحمل ولدك الذي تحبه و الذي تحميه في أحلامك |
koruduğun şey her neyse, artık hastayım. Fazla zamanım kalmadı. | Open Subtitles | أيّاً كان ما تحميه أنا مريضة الآن و لا أملك الكثير من الوقت |
Sadece beni koruduğun için, teşekkür etmek istedim. | Open Subtitles | أُريدُ أن أشكرك على حمايتي |
Beni koruduğun yalanlarını söyleme. | Open Subtitles | لا تكذب وتقل أنك اردت حمايتي |
Şu noktada benden başka koruduğun biri yok, beni bu işe bulaştıran da zaten sensin. | Open Subtitles | انك لا تحمي احدا سواي في هذه المرحلة وهذه حقا مسألة الظروف التي وضعتني فيها |
Bir şey koruduğun falan yoktu. Gizli zulan boştu. | Open Subtitles | أنت لا تحمي شيء، مخبأك السري كان فارغاً |
koruduğun şeyleri korumaya devam edeceğim. | Open Subtitles | سوف استمر في حماية الاشياء التي كنت تحميها |
Senin ve o koruduğun şıllığın peşinden geliyoruz. | Open Subtitles | سنطاردك أنت وتلك العاهرة التي تحميها |
Asıl koruduğun kendi gururundu, değil mi? | Open Subtitles | ما اردت حمايته في الحقيقة ... كرامتك، أليس كذلك؟ |
koruduğun adamlar bu gece seni çalmak için çok yanlış kişilere gönderdi. | Open Subtitles | الرجال الذين تحميهم , ارسلوك لتسرق من الأشخاص الخطأ هذه الليلة |
Landry'i koruduğun gibi mi? | Open Subtitles | مثلما حميت لاندري ؟ |
Dinle, ben sadece sana taşekkür etmek istemiştim... orda beni koruduğun için. | Open Subtitles | أسمع أنا فقط أردت أن أقول لك شكرا لحمايتي هناك |
Dexter'ı o konteynerde koruduğun gibi. | Open Subtitles | مثلما حميتِ (دكستر) في تلك الحاوية |
Anahtarı koruduğun sürece, kardeşlik asla durmayacak. | Open Subtitles | طالما أنكِ تحمين المفتاح فالأخوية لن تتوقف |
Açıkçası, kupayı ortaya çıkaran bendim, bu yüzden beni koruduğun için sana teşekkür etmek istedim. | Open Subtitles | في الحقيقة انا من وضعت الكوب لذلك اود شكرك لتغطيتك لي |
koruduğun kişinin yaptığı bu! İnsanları öldürüyor! | Open Subtitles | هذا ما يفعله الشخص الذي تحمينه |
Sadece burada beni koruduğun için ne kadar şanslı olduğumu düşünüyordum. | Open Subtitles | كنتُ أفكّر كم أنا محظوظ لوجودكِ هنا تحمينني |
Diğerlerini korumak istiyorsun. Tıpkı beni koruduğun gibi. | Open Subtitles | أنت تريد حماية المنجندين الآخرين كما حميتني |