| Seni bırakamam... çocukları burada korunmasız bırakamam... | Open Subtitles | لا استطيع ان اتركك اتركنى هنا بدون حماية |
| Valencia'dan ayrılıp tüm İspanya'yı korunmasız bırakmak pahasına mı? | Open Subtitles | سيتخلى عن فالينشيا ؟ و يترك كل اسبانيا بدون حماية ؟ |
| Bayan Mulder'ın hayatının tehlikede olduğu korunmasız kaldığı ve doğal olmayan bir şekilde ölebileceği bilgisi. | Open Subtitles | أن حياة السيدة مولدر فى خطر. وأنها, تُرِكت بدون حماية وأنها يمكن أن تصل لنهاية غير طبيعية. |
| Asıl önceliğimiz, toplumumuzdaki en korunmasız ailelerin her şeyden önce dağılmasını engellemek. | TED | تركيزنا الأساسي هو وقاية بعض الأسر الأكثر ضعفَا في مجتمعاتنا من الانفصال في المقام الأول. |
| Dedikodulara göre tüm bunlar, korunmasız "bebek-yapma" seksi içinmiş. | Open Subtitles | وتقول الإشاعة أنه من أجل القيام بجنس غير محمي ينجب الأطفال |
| Devamlı korunmasız gezip yalnız olduğu sadece bir yer var. | Open Subtitles | يوجد مكان واحد فقط سيكون به وحيدًا حيث يكون مكشوف |
| Ailesi onu güvende tutuyor ama bu küller onu korunmasız bırakıyor. | Open Subtitles | "تبقيه عائلته آمناً، لكنّ هذا الرماد يتركه مكشوفاً" |
| Hangi adam korunmasız ve kimsesiz olmayan bir kıza tuzak kurmaya kalkışabilir ki? | Open Subtitles | كيف لاي شاب بان يضمر السوء لفتاة غير محمية وبلا اصدقاء، |
| Mahkeme onun yanında olmayacaktır ve tamamen korunmasız kalacaktır. | Open Subtitles | المحكمة لن تكون في صفها ولن يكون لديها حماية |
| Kim olduklarını ve nerede olduklarını bilmiyorum ama, zamanında bolca korunmasız cinsel ilişkiye girmiştim. | Open Subtitles | لا أعرف من يكونون أو كانوا موجودين لكنني كنت أمارس الجنس كثيراً بدون وسائل حماية |
| Paul, o hafta sonu korunmasız olarak seks alemi yaptığım için hamileyim. | Open Subtitles | إنني حبلى يا بول لأنني مرحتُ جنسياً على نحوٍ صاخب عطلة الأسبوع تلك، بدون استعمال حماية |
| Kuleler gece korunmasız kalamaz. | Open Subtitles | لا يُمكن ترك تلك الحفّارات دون حماية بالليل |
| Düşünseydin oraya tek başına asla korunmasız gitmezdin. | Open Subtitles | إذا كنت كذلك، لما خرجت هناك وحدك، دون حماية. |
| Sevdiklerinin korunmasız hissetmesinden bıktıklarında katılırlar. | Open Subtitles | بل يفعلون عندما يتعبون من رؤية من يحبونهم بلا حماية |
| Mezuniyet balosu gibi yerler gençleri korunmasız seks ve bekaret kaybına itiyor. | Open Subtitles | الأحداث الخاصّة مثل الحفلة الكبيرة أضافت مكان ضغط على المراهقين الشباب لفقد عذريتهم والعمل في الجنس بدون وقاية |
| Mezuniyet balosu gibi yerler gençleri korunmasız seks ve bekaret kaybına itiyor. | Open Subtitles | الأحداث الخاصّة مثل الحفلة الكبيرة أضافت مكان ضغط على المراهقين الشباب لفقد عذريتهم والعمل في الجنس بدون وقاية |
| Çocuğun korunmasız seks yaptığını ya da şırıngalarını paylaştığını mı sanıyorsun? | Open Subtitles | تظن هذا الطفل يمارس الجنس دون وقاية أو يشارك الحقن مع أحد؟ |
| korunmasız seks yaparken takabilir. | Open Subtitles | سوف تكون قادرة على ارتدائها عندما تمارس جنساً غير محمي |
| Dirsek kemiği siniri vücuttaki korunmasız sinirler arasındaki en uzun sinirdir. | Open Subtitles | العصب الزندي، هو أكبر عصب في جسد الانسان، غير محمي |
| Buraya tamamen korunmasız geldin. | Open Subtitles | لقد أتيت إلى هنا وأنت مكشوف بالكامل |
| "Basit, toy, hassas, korunmasız." | Open Subtitles | "بسيط"، "قليل الخبرة"، "قابل للنقد"، "مكشوف". |
| - Bir insanın en korunmasız olduğu zaman tuvalette... - Delilikti bu. | Open Subtitles | أنتَ لا يمكنْ انْ تكون مكشوفاً أكثر منكَ حينما - ذلكَ جنون - |
| Herhangi bir tür korunmasız ritüele dahil oldun mu? | Open Subtitles | هل تورطى فى أى طقوس غير محمية من أى نوع ؟ |
| Biz kaçmaya başladığımız zaman ateşin altında korunmasız olacağız. | Open Subtitles | سنكون مكشوفين إلى نارهم عندما نبدا بالهروبَ. |