İşin aslı birisi birisini kovalıyor demek. Yaradılış tarzımız böyle. | Open Subtitles | الحقيقه , ان احدهم يطارد الاخر, هذا هو مبدأ النظريه |
Ana caddede olay var. Çavuş Angel bir genci kovalıyor. | Open Subtitles | مشكلة بالشارع العام الرقيب , آنجل , يطارد |
Orada olmayan uzaylıları kovalıyor ve bu utanç verici gerçeği örtecek bir hikâye yaratılmasına yardım ediyorsun. | Open Subtitles | أنت تطارد الأجانب ذلك ليست هناك، مساعدتهم يخلقون قصّة لتغطية الحقيقة المخزية. |
Bunun anlamı bu adamlar, sen kızı kovalıyor olman gerekirken seni asın peşinden koşturuyorlar. | Open Subtitles | عندما أنت يجب أن تكون مطاردة الملكة. أوه، اللهي. |
Ford"a binmiş bir herif onu ve göremediğim bir herifi kovalıyor. | Open Subtitles | الرجل في السيارة الفورد يطاردها واشخاص اخرون لا استطيع رؤيتهم |
Bir Rottweiler, hayır, Malinois diyelim bir tilkiyi kovalıyor, böylece elinde yeni bir dinamiklik hissedersin. | Open Subtitles | تأخذ الذئب لا دعنا نقول الذئب البري يطارد الثعلب يجب أن تكون متمكن من يديك |
Sonra da sopalı adam taş atan adamı kovalıyor. | Open Subtitles | ثم الرجل ذو العصا يطارد الرجل الذي ألقى الحجر |
Bir de şu dahiye bak, kendi kuyruğunu kovalıyor. | Open Subtitles | و انظر إلى ذلك العبقري يطارد ذيله صانعا دوائر |
Aslında "şişko polis şapkasını kovalıyor" dan daha komik olamaz. Onu YouTube'a koyduğuna inanamıyorum. | Open Subtitles | بالرغم من ذلك لن يكون مضحكا مثل الشرطي السمين يطارد القبعة لا اصدق انك وضعت هذا على اليوتيوب |
Emin değilim. Ama bildiğim kadarıyla uykusunda tavşan kovalıyor. | Open Subtitles | لست متأكداً، ولكن يبدو إنها تطارد أرنباً |
Görülmeye değer bir sahneydi çılgın bayan bir hayaleti kovalıyor. | Open Subtitles | لا أبد أن يكون موقع تصادم مميز... سيدة مجنونة تطارد شبحاً |
Görülmeye değer bir sahneydi çılgın bayan bir hayaleti kovalıyor. | Open Subtitles | بلى. يجب أن يكون قد لا بأس به البصر. مجنون سيدة مطاردة شبح. |
Kahramanları ağaca kovalıyor, onlara taş atıyor. | Open Subtitles | مطاردة الأبطال لتسلق الشجرة و رمي الحجارة عليهم |
Ford'a binmiş bir herif onu ve göremediğim bir herifi kovalıyor. Herhalde Jeffrey'in psikiyatrına yönelik... başka bir kaçırma olayıdır. | Open Subtitles | الرجل في السيارة الفورد يطاردها واشخاص اخرون لا استطيع رؤيتهم |
Sadece bir kariyer fırsatı diye bu işi kovalıyor. kovalıyor mu? | Open Subtitles | إنه يلاحق هذا الأمر فقط لأنه يظن أنها فرصة مهنية |
Bugün niçin kovalıyor seni? | Open Subtitles | لماذا يطاردك اليوم؟ |
Bir sürü çocuk birbirlerini kovalıyor, koşuyor. | Open Subtitles | الكثير من الأولاد يطاردون بعضهم , يركضوا |
- Sende bir şeyler olduğunu biliyorduk. - Şimdiden kızlar kovalıyor seni. - Ben.. aslında... | Open Subtitles | كنا نعرف انك موهوب هناك فتيات تطاردك بالفعل ..في الحقيقة |
Mahalakshmi beni kovalıyor, onu arka cebimde tutuyorum. | TED | مهلكشمي تطاردني ، انني احتفظ بالمال بجيبي الخلفي |
En iyi ihtimalle, Kavanaugh kovalıyor o da kaçıyor. | Open Subtitles | أفضل التوقعات أنه هارب و " كافاناه " يلاحقه |
İçeride bir ama var.Beni kovalıyor Sanırım birini öldürdü | Open Subtitles | انتم ، هناك رجل في الداخل كان يطاردني واعتقد قتل شخصا ما |
Çok gergin ve sinirli bir hali vardı. Sanki biri onu kovalıyor gibiydi. | Open Subtitles | كان يتصرف بتوتر، كما لو كان هنالك شخص ما يطارده |
Biz her zaman kadınları kovalıyorduk şimdi kadınlar bizi kovalıyor. | Open Subtitles | نحن دائماً نطارد النساء والأن هن يطاردنا |
Pam, bu sapıklar bizi kovalıyor! | Open Subtitles | بام " هؤلاء المختلين يطاردوني " |
Savunmadaki erkek, meydan okuyan rakibini kovalıyor. | Open Subtitles | إنّ المتحدي مطارد من قبل الذكر المدافع. |