Saçma parçalarının kovanlarını tüfekten temizledim ama barutu olduğu gibi bıraktım. | Open Subtitles | لقد أبعدت الرذاذ عن أغلفة الرصاص لكن تركت المسحوق وهذا أعطانا فرصةً جيدة |
Boş mermi kovanlarını alacağız ve içini biz dolduracağız. | Open Subtitles | أغلفة الرصاصات موجودة، لكن المحتوى الداخليّ علينا نحن. |
Çete öyle karışıklık çıkarmış ki Tripp'in kovanlarını bulamıyorum. | Open Subtitles | تلك العصابة قامت بعمل كبير على المشهد لا أجد حتى أغلفة رصاص " تريب " الممتدة من الشظية |
Arı kovanlarını kontrole gidiyorum, siz tam burada kalın, tamam mı? | Open Subtitles | سأذهب لتفقد خلايا النحل ! ابقوا انتم هنا , حسنا |
Bu akşam o arı kovanlarını pazara götürmesi gerek. | Open Subtitles | عليه أن يأخذ خلايا النحل للسوق الليلة |
- Mermi kovanlarını saymazsak elbet. | Open Subtitles | حسناً، بغض النظر عن أغلفة الرصاصات ...حسناً، أنت لا تعتقد بأن |
Cinayet masasından Silva, Smith Wesson silahındaki mermi kovanlarını bulduğunu söyledi. | Open Subtitles | (سيلفا) من قسم الجريمة قالت أنهم وجدوا أغلفة من من سلاح {\pos(192,220)} |
Arı kovanlarını satmazsak, elimizde kalacaklar. | Open Subtitles | إذا لم نبع خلايا النحل ستبلى لدينا |
(Müzik) Böylece (Alkışlar) Videonun yarısını izleyip gördüğümüz üzere maytlar bebek arıların çevresinde kaçışıyor ve arı bakıcılarının bu maytlarla baş etme yolu ise kovanlarını kimyasallarla korumak. | TED | (موسيقى) أذاً.. -- (تصفيق) كما ترون في هذا الفيديو كان العت ينتشر حول صغار النحل وما يفعله النحَّالون للتعامل مع العت أنهم يعالجون خلايا النحل بالمواد الكيماوية |
Everett Keck kovanlarını öldürdü. | Open Subtitles | قام (إيفريت كيك) بقتل خلايا النحل خاصته |