Bu işte uzun süre kalacak kadar iyi değildi, ...ama çabucak kovulacak kadar da kötü değildi. | Open Subtitles | لم يكن جيدا كفاية ليبقى في هذا العمل مدة طويلة ولكنه لم يكن سيئا كفاية ليتم طرده بسرعة |
Böyle çirkin bir vazo verdiği için kovulacak, değil mi? | Open Subtitles | سيتم طرده لإهداءه لمثل هذه الزهرية القبيحة |
Beyaz Saray'ı çalan bir adamın, bunun için ofisten kovulacak olması tamamen ironik. | Open Subtitles | أن الرجل الذي سرق البيت الأبيض سوف يطرد من منصبه لسبب كهذا. |
Siz yapmanız gerekeni yaparsınız ama birisi daha fazla para isterse yine de kovulacak. | Open Subtitles | حسناً، لا أحتاج بأن أرى الفلم فلتفعلوا ما تشاؤون لكن، إن أراد أي منكم رؤية المزيد من المال فلازال يجب أن يطرد |
Eğer kovulacak biri varsa, o da Andrew olmalıydı. | Open Subtitles | ،لو كنت سأطرد أحداً (فهو (أندرو |
kovulacak mıyım? | Open Subtitles | هل سيتم طردي ؟ لما لآ تذهبين لسؤآلها ؟ |
Doğru, kovulacak. Onu Paris'e gönder... - Bizim anlayışımız... | Open Subtitles | "هذا صحيح ستفصل,أريدك أن تعيدها إلى "باريس |
Eğer bu akşam saat 8'e kadar tavsiye köşesini bitirmezsek, Karen kovulacak. | Open Subtitles | كارين ستعمل الحصول على النار الا اذا حصلنا على لها المشورة في العمود بحلول الساعة 8: 00 صباح الليلة. |
Silahı olan herkes ya okuldan atılacak ya da kovulacak. Merak etmeyin Bayan Dart. | Open Subtitles | أي شخص يحمل سلاحاً سيتم فصله أو طرده |
İngilizlerin Fransa'dan kovulacak olmalarıdır; | Open Subtitles | أن جميع الإنجليز سيطردون من فرنسا |
Eğer bu okuldan da kovulacak olursa... Lanet olsun! | Open Subtitles | يجب علي أن آخذه لأنه تم طرده من المدرسة |
Barney'i hiç bu kadar korkmuş hâlde görmemiştim. kovulacak sanırım. | Open Subtitles | لم أرى مسبقاً (بارني) وهو خائف هكذا أظن أنه سيتم طرده |
Paul da kovulacak. | Open Subtitles | بول سيتم طرده أيضاً |
Herkese de zor bir seçenek sunduk: Çalışmaya katılarak ekstra puanlarını kaybedebilirsin veya muhtemelen akademik denetim yüzünden kovulacak arkadaşını suçlayabilirsin. | TED | ومنحنا كلًا منهم خيارًا صعبًا: يمكنك أن تفقد امتيازك للمشاركة في الدراسة، أو أن تتهم زميلك، والذي يمكن أن يطرد بسبب وضع الفحص الأكاديمي. |
Öteki yargılanacak ve kovulacak. | Open Subtitles | و الآخر سيحاكم و يطرد من العمل |
Çünkü, eğer bir şeyin yoksa kovulacak. | Open Subtitles | لأنك إن لم تكن تشكو من شيء.. فسوف يطرد |
kovulacak mıyım? | Open Subtitles | هل سيتم طردي ؟ |
İnsanlar kovulacak. | Open Subtitles | الناس ستفصل |
Mike bu işin şakası bile yapamadan muhtemelen kovulacak. | Open Subtitles | ربما كان الحصول على النار مايك حتى قبل حيلة الأولى. |
Biz tüm Kanal 6 ekibi olarak orada olacağız yarın kovulacak olan mikrofon teknisyeni Phil hariç. | Open Subtitles | طاقم القناة 6 الاخبارية بأكمله سيكون هناك، فيما عدا (فيل)، مشغّل الميكروفون والذي سيتم فصله غداً. |
Ve onun sönük rakibi de kovulacak. | Open Subtitles | ومنافسينها الغير مشوقين سيطردون |