Sırıtan bir koyunun suratı var onda, tavrı ama ahlakı değil. | Open Subtitles | لديها وجه الخراف المبتسمة ولكن ليس لديها اللخلاق. |
O patlayıcıları taşıyordu ve bir koyunun üstüne tökezledi. | Open Subtitles | لقد كان يحمل مواد متفجرة و قد تعثر بأحد الخراف |
Yaşam döngüsünü sürdürebilmek için bir koyunun veya ineğin midesine yerleşmesi gereken bir parazit. | TED | دودة طفياية صغيرة تصيب الدماغ وعليها أن تكون داخل معدة خروف أو بقرة.. لكي تتمكن من إستكمال دورة حياتها. |
Kolayca bir çiçeğin, bir koyunun, bir ağacın ve bir tarlanın mülkiyetinde hak iddia eder. | TED | يدعي بسهولة ملكية زهرة، خروف وشجرة وحقل. |
Ama bilemiyorum bile... koyunun harika olduğunu duydum. Tebrikler. | Open Subtitles | لكنني لا أعلم ما إن كان... سمعت أن خروفك أبلى بلاءً حسنا. |
Taşınma heyecanı sırasında dişi koyunun eli kulağında olan doğumunu unuttuklarını fark etti. | TED | فجأة، أدركت برقشين بأن الولادة الوشيكة لهذه النعجة نُسيت وسط زحمة يوم الانتقال. |
Pardon beyler, biri bana çığlık atan bir koyunun e-posta'sını atmış da. | Open Subtitles | عذرا يا رفاق شخص ما أرسل لي بريدا الكترونيا عن نعجة تصرخ |
koyunun arkasından gittiğinizi sanıyordum. | Open Subtitles | اعتقدت أنك ذهبت لاحضار الخراف. |
koyunun en güzel bagırsaklarından yapılıyor. | Open Subtitles | انها مصنوعة من أجود أنواع مثانة الخراف |
koyunun en güzel bagırsaklarından yapılıyor. | Open Subtitles | انها مصنوعة من أجود أنواع مثانة الخراف |
- İnsan ve koyunun DNA'ları %96 oranında benzeşir. | Open Subtitles | الخراف والإنسان يشتركون في 96% من نفس الحمض النووي |
Vay! Bu koyunun dişleri de varmış. Güzel. | Open Subtitles | . الخراف لها انياب , جيد |
Hem kara koyunun yünü de bir o kadar sıcaktır. | Open Subtitles | بعد كل شيء، يظل الصوف يدفئنا حتى لو كان من خروف أسود. |
Sence bir hayvan, koyunun bağırsaklarını böyle dışarı dökebilir mi? Lanet olsun hayır! | Open Subtitles | هل تعتقد أن حيواناً يستطيع تمزيق خروف بهذا الشكل تباً لا |
40 bin koyunun yünlerini aldım, inanabiliyor musun? | Open Subtitles | قام 40 ألف خروف ببيع رداء شتائهم لي هل يمكنكِ تصديق ذلك ؟ |
Bir koyunun midesine sıkıştırılmış böbrek ve ciğer ile doymak zorunda kalırım. | Open Subtitles | سيتعيّن عليّ أن أتعشى على كبد و رئة محشوّة ببطن خروف |
koyunun! | Open Subtitles | خروفك! |
koyunun! | Open Subtitles | خروفك! |
koyunun henüz 18 yaşında olmadığı göz önünde bulundurulursa son derece edepsiz bir suç | Open Subtitles | هذا الأمر يثير الأشمئزاز لأن النعجة لم تبلغ الثامنة عشرة من العمر. |
Evet, bir koyunun ya da bokunun peşindeydi heralde. | Open Subtitles | أجل، على الأرجح كان يسعى وراء نعجة ما أو ما شابه |
Sayılır. Sal gidince, koyunun olmadığı yerde keçiye Phil dediler hemen. | Open Subtitles | نوعاً ما , بعدما فقدوا (سال) أصبح الوضع معقداً و بالتالي قد لجأو إلي |
Oraya vardığında belalı koyunun sürünün arasına doğru hareket ettiğini gördü. | TED | وعندما تصل هناك، ترى الخروف المزعج وهو يشق طريقه عبر القطيع. |