Sonuçta bu küresel krizden tek faydalananlar onlar, değil mi? | TED | بعد كل شيء، هاتان المجموعتان فقط اللتان تستفيدان من أزمة المناخ، أليس كذلك؟ |
Senin krizden krize girmeni izlerken... ne kadar sinirlendiğimi biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعرفين كم أصبح عصبياً وأنا أراقبك تذهبين من أزمة إلى أزمة؟ |
Ekim 2008'de... 1929'daki krizden beri görülmüş en büyük finansal krizin ortasında... | Open Subtitles | فى أكتوبر 2008 وفى ذروة أسوء أزمة أقتصادية منذ 1929 |
Ekonomik krizden beri çok büyük borç altına girdik fakat kapsamlı büyümeye yatırım yaptık mı? | TED | لقد تحملنا ديوناً هائلة منذ الأزمة المالية، ولكن هل استثمرناها في النمو الشامل؟ |
Son ekonomik krizden bu yana neredeyse on yıl geçti, yine de bu endüstri hiç daha büyük olmamıştı. | TED | لقد مضى حوالي عقد من الزمان منذ الأزمة المالية الأخيرة، إلا أن هذه الصناعة لم تكن مطلقًا بهذا الحجم الضخم. |
- Sizi tanıştırabilirim. Ayda bir adamlarını evine toplar biz de Amerika'daki krizden konuşuruz. | Open Subtitles | يمكنني أن أعرفكما عليه، إنّه يقيمها في منزله مرّة .كل شهر، وكلّنا مصدومين من الأزمات التي في أمريكا |
Ekonomik krizden beri hediyelik eşya dükkanındaki işleri pek iyi gitmiyor. | Open Subtitles | محل الهدايا ليس على ما يرام منذ الانهيار الاقتصادي |
krizden kaçınmanın tek yolu, bunun olacağını tahmin etmektir dedi. | Open Subtitles | أخبرتنى أن الطريقة الوحيدة لتفادى أزمة هو توقع أزمة |
Tahminimce bu krizden önce başka bir kriz vardı ve ondan önce de başka bir tane. | Open Subtitles | وأظن أنه كان هناك أزمة أخرى قبل هذه وأخرى قبلها وتستمر السلسلة إلى الوراء |
Eh, bence Chester's Mill krizden çok daha fazlası, yani işe koyulup krizi boşa harcamamalıyız. | Open Subtitles | وأنا أقول أن تشستر ميل تعاني أكثر من مجرد أزمة وعلينا أنا و أنت البدء بالعمل |
Onu, kendisini bekleyen büyük krizden kurtardık. | Open Subtitles | كنت أعلم ، لقد أنقذناه من أزمة كبيرة في المستقبل. |
Öncelikle, yeterince doktorları yok ve olan yerlerde de, fakirlerin aleyhine bir dağılım söz konusu çünkü küresel sağlık krizimiz insan kaynalarındaki krizden etkileniyor. | TED | أولاً, هم فقط لا يملكون أطباء بما فيه الكفاية، و حيثما وجدوا، فإن توزيعهم يكون منحازاً ضد الفقراء، لأن أزمتنا الصحية العالمية سببها الأساسي أزمة في الموارد البشرية. |
Eğer fakir ülkelerdeki insanlar New York'ta ya da Amerika'daki sub-prime morgıç pazarında başlayan bir krizden etkilenebiliyorsa, | TED | اذا كان الناس في الدول الأكثر فقراً يعانون من أزمة بدأت في نيويورك أو بدأت في سوق الرهن العقاري الثانوي في الولايات المتحدة الأمريكية. |
krizden hemen önceki üç yıllık dönemde gayri safi yurtiçi hasılanın üzerindeydi. | TED | كانت تزيد عن إجمالى الناتج المحلى لمدة ثلاث أعوام متتالية قبل الأزمة مباشرة. |
Fabrika krizden dolayı kapandı abi. | Open Subtitles | لقد أُغلق المصنع بسبب الأزمة المالية وأُغلقت كل محال العمل.. |
Arama ve kurtarma birimleri krizden sağ kurtulanlara yardım etmek için gönderilmiştir. | Open Subtitles | تتم الآن عمليات البحث والانقاذ .. عن الناجيين من الأزمة |
Şu anda bu krizden kurtulmak için tek yol bu. | Open Subtitles | هذا هو طريقنا الوحيد للخروج من هذه الأزمة |
Finansal krizden sonra, piyasada hâlâ çok para var. | Open Subtitles | بعد الأزمة المالية ، هناك اموال عديدة بكل مكان |
Başkalaşım yeteneğine yatırım yapmalıyız, krizden yeniliğe gitmeye, ve krizin hemen ardından yükselebilme yetisine, ve tabiki beklenmedik değişimlere uyum sağlayabilmeye. | TED | يجب أن نستثمر في القدرة على التغيير، لننتقل من الأزمات إلى الإبداع، و القدرة على النهوض بعد الأزمات، و بالطبع، القدرة على التأقلم مع التغير المحتوم. |
Ekonomik krizden mi bahsedeceksin? | Open Subtitles | هل تريد التحدث عن الأزمات المالية؟ |
Hiç kimse Saylon nükleer soykırımından sağ çıkacağımıza veya Yeni Caprica cehenneminden ya da yaşadığımız diğer 50.000 krizden sağ çıkacağımızı düşünmüyordu. | Open Subtitles | لم يتصوًر احد أن ننجو , من محرقة السيلونز النووية (أو على متن (نيو كابريكا أَو الأزمات الأخرى التى عشنها خلال السنوات الخمسون ألفاً |