Eğer etraftaki kuşlara bakarsanız ki körfezde birçok kuş türü var aynı şekilde yılın belli zamanlarında burada toplaşıp sonra gittiklerini görürsünüz. | TED | واذا نظرنا الى الطيور سنجد ان هناك الكثير من الطيور في الخليج التي تتجمع في اوقات معينة من العام ولكنها ترحل لاحقا |
Christian kuşlara üzerlerindeki yırtıcılar için dikkatli olmayı öğretmeye devam ediyor. | Open Subtitles | يستمر كريستيان رافعا بصره, يعلم الطيور مراقبة الحيوانات المفترسة في العلو. |
Uçup giden kuşlara söyle, giden o dağın ardına.. | TED | ♪ ♪ أخبر الطيور التي تطير بالجوار ♪ ♪ أنه بعيداً ووراء الجبل،♪ |
kuşlara ve kanatlarına daha dikkatli bakmaya başladık ve bu düşünce silsilesininden türemiş uçabilen icatlara bir bakın. | TED | بدأنا في الانتباه أكثر للطيور ولأجنحة الطيور، وتخيلوا الاكتشافات والتي انبثقت من خلال اتباع هذا المنهج من التفكير. |
O kadar canlı ve uhrevi şekilleri var ki ara sıra insan algısını bile yanıltıyorlar. Yaparaklarının içinde küçük dans eden insanlara, maymun yüzüne, örümceklere ve uçan kuşlara benzer şeyler görürüz. | TED | لديها أشكال جذلة وكأنها من العالم الآخر بحيث أنها ممكن تخدع حواس الإنسان أيضًا. في بتلاتهم نرى ما يبدو بأنهم أناس ذوي حجم صغير ترقص، وجوه لقرود، وعناكب، وحتى طيور كأنها تطير. |
Melodik ilham ararken, şafak ve alacakaranlığın kuşlara ait orkestrasından öteye gitmeyin ya da empatik dilin doğal kıvrımından. | TED | عندما تبحث عن إلهام لحني، لا تنظر إلى أبعد من أوركسترا الطيور عند الفجر والغسق أو إلى الإيقاع الطبيعي للغة الرائعة. |
E: Gu, gu, gu. SW: Peki diğer kuşlara? | TED | آينشتاين: ووو، ووو، ووو. ستيفاني: ماذا عن الطيور الاخري؟ |
Kuşlar inanılmazdır ve bu konuşma, dünyadaki tüm kuşlara adanmıştır. | TED | الطيور رائعة، وهذه المحادثة مخصصة لكل طيور العالم. |
Bu tecrübe kuşlara bakışımızı değiştirdi. | TED | وكانت هذه التجربة التي غيرت الطريقة التي نرى بها الطيور. |
Çünkü kuşlara geçiyoruz ve işler çığırından çıkmak üzere, koltuklarınıza kenetlenin. | TED | لأننا سنبدأ برئتي الطيور وستصبح الأمور جنونية أكثر، استعدوا للصدمة. |
Evet, eğer uçmak istiyorsanız, kuşlara bakmanız iyi birşey, kuşlardan ilham almanız... | TED | حسناً .. ان اراد شخصٌ ما ان يطير عليه ان ينظر الى الطيور .. لكي يُلهم بواسطتها |
Bazen durup gün batımını seyreder, uçan kuşlara bakarız. | Open Subtitles | فى بعض الأحيان نتوقف لنشاهد غروب الشمس و ننظر إلى الطيور وهى تحلق |
Hatta fiziksel olarak bile çok benziyorduk yakaran kuşlara benzeyen, sivri parmaklı geniş eller aynı dikkat çekici burun... | Open Subtitles | حتى جسديا كنا متشابهين جدا أيدي كبيرة بأصابع مثل الطيور الجارحة حتى نفس الأنف |
Araziyi doldurdu ve kuşlara yer kalmadı. | Open Subtitles | لقد ملئ الاراضي بالمياه وهدم أعشاش الطيور |
Belki de dinozorlar, kertenkelelerden çok kuşlara benziyor. | Open Subtitles | ربما الديناصورات تشبه الطيور الحالية أكثر مما تشبه الزواحف |
Gelecekte, pterosaurlar, gökleri kuşlara teslim edecekler. | Open Subtitles | في المستقبل ستسلم الديناصورات الطائرة السماء لهذه الطيور |
- Evlilik yüzüğümü çıkarmayınca da kuşlara soda şişesi fırlattı. | Open Subtitles | وعندما وأود أن لا يعطيه بلدي حلقة الزفاف، وقال انه ألقى الصودا يمكن في الطيور. |
Bugün yağmur uyarısı var ve bildiğiniz üzere arılar yağmurda uçamaz. Bu yüzden dikkatli olun. Her zamanki gibi süpürgelere hokey sopalarına, köpeklere, kuşlara, ayılara ve yarasalara dikkat edin. | Open Subtitles | كونوا حذريين كدائماً انتبهوا لأحذيتكم والكلاب و الطيور و الدببة و الجرذان |
Bu tüy, kuşlara yer çekimini yenmeyi olanaklı kılmıştır ve olağandışı bir şekilde havaya çıkarmıştır. | TED | فقد أتاحت هذه الريشة للطيور قهر الجاذبية والإقلاع في الجو بطريقة غير عادية. |
- Onu kuşlara yem yapacağım. | Open Subtitles | حتى يساعدني، المرأة القطة، وسوف تطعمه للطيور. |
Galiba kuşlara, uçaklara, mitolojiye ilgim daha fazlaydı. | Open Subtitles | أظنني كنت أكثر اهتماماً بالطيور والطائرات، بعلم الأساطير و... |
Şimdi büyük kuşlara doğru gidiyorlar hızla. | Open Subtitles | والآن هم يَنتقلونَ إلى الطيورِ العظيمةِ. |
Kafalarımızı kesip, kazıklara dikip,gözlerimizi kuşlara yedirmek gibi. | Open Subtitles | مثل قَطعَ رؤوسَنا , وَوضعَهم على الحرابِ , وتَركَ الطيورَ تَأْكلُ عيونَنا. |