kuaförlük üzerine bir kursa gittim, zaten her zaman dikiş dikebiliyordum. | Open Subtitles | لذا، أخذت دورات في تصفيف الشعر ويمكنني الخياطة أيضاً. |
kuaförlük ve garsonluktan ne zaman vakit buldun da psişik okuluna gittin? | Open Subtitles | , أين عثرت على الوقت بين تصفيف الشعر والعمل ك نادلة , ودراسة علم النفس |
Kim olduğunu bilmiyorum ama, fahişelik etmesen çok iyi olur, çünkü benden çok daha güzelsin ve kuaförlük okuluna giden bir oğlum var. | Open Subtitles | لا أعلم من تكونين , لكن من الأفضل ألا تكونين عاهرة لأنك أجمل مني بكثير و أنا لدي ابن مراهق أريد أن أجعله يرتاد مدرسة تصفيف الشعر |
Hayır, şimdi kuaförlük yapıyor. | Open Subtitles | فهي مصففة شعر حالياً |
Mmm,ve kesinlikle kuaförlük okuku değil. | Open Subtitles | وبالتأكيد ليس لدراسة تصفيف الشعر |
Henry'nin parası olmasa, hâlâ Beaverton'da kuaförlük ediyor olurdun. | Open Subtitles | لولا مال (هنري) لكنت ستظلين "مصففة شعر في" بيفيرتون |
Büyükannem kuaförlük yapmaya başlar, Batı Los Angeles'taki evlerini inşa eden kocasıyla birlikte bir kredi çekerler-- ki bu kredi, o zamanlarda asla bir siyahi aileye verilmemiş. | TED | أصبحت جدتي مصففة شعر وحصلت على قرض مع زوجها وبنوا بيتهم في غرب (لوس أنجلوس)، هذا القرض لم يكن ليُعطى لعائلة سوداء في ذلك الوقت. |