Bartlett yanına altı adam alıp, kulübenin arkasındaki ağaçlıktan yaklaş. | Open Subtitles | بارتليت ، خذ ستة رجال وأذهب عبر الغابة خلف الكوخ |
Yemin üzerinde Nyko'yu kulübenin içine çekebilmek için sürülmüş kan izleri bulduk. | Open Subtitles | وجدنا الدم من الطعم الذي تم استخدامه لجذب الـ نايكو داخل الكوخ |
Çok soğuk olduğundan, kulübenin içinde bıraktıkları herşey hâlâ dokunulmamış gibi, son pişirdikleri yemeğin artıkları dahil. | TED | لأنه بارد جدا، محتويات هذا الكوخ لا تزال كما تركوها، مع بقايا آخر وجبة طبخوها هناك |
PVC'ler, çatı kaplamaları, hatta kulübenin o pahalı kilidi bile kayıp. | Open Subtitles | الواجهة، ألواح السقف حتّى ذلك القفل الثمين على السقيفة قد اختفى |
Bütün Bolivya ordusu, küçük kulübenin önünde dizilmiş gibidir. | Open Subtitles | والجيش البوليفي بأكمله يجلس في المقدمة في كوخ صغير |
Neredeyse iki blok ötede bu kulübenin son müşterisiyle tanışın. | Open Subtitles | من غير المحتمل على بعد عمارتين ... لنقابلالرجلالذيسيستخدم ذلك الكشك |
Bir hikâye anlatır; kulübenin içinde yaşayan insanların kimliği hakkında bir hikâye anlatır. | TED | إنها تروي قصة. إنها تروي قصةً عن هوية الأشخاص الذين يعيشون في ذلك الكوخ. |
O kulübenin içinde olduğumu ve annemle o yaşlı kadının beni yerde tutmalarını hatırladım. | TED | أتذكر عندما كنت داخل ذلك الكوخ مع تلك المرأة المسننة و أمي تثبتني أرضا. |
kulübenin etrafında çok güzel bir görüntü oluşturacağız. | Open Subtitles | حسناً ، أعتقد بأنهم سيضفون منظراً رائعاً حول الكوخ |
Dün kulübenin dışında aynı şeyi gördüm. | Open Subtitles | أمس، رأيت نفس المادة خارج الكوخ الذي وجد فيه الوطواط |
Dün kulübenin dışında aynı şeyi gördüm. | Open Subtitles | أمس، رأيت نفس المادة خارج الكوخ الذي وجد فيه الوطواط |
Eski kulübenin tepesinde olmalı. | Open Subtitles | لابد وأنه على الطاولة في الكوخ القديم، لم يخطر ببالي أني سأحتاجه. |
kulübenin ne kadar uzakta olduğunu biliyor musunuz? | Open Subtitles | هل لديكم أدنى فكرة عن مدى بعد هذا الكوخ ؟ |
Ve böylece, geçen sonbahar... bu kulübenin bazı işlerini yapmasına izin verdim. | Open Subtitles | في الخريف الماضي أراد القيام بعمل ما ومر بهذا الكوخ حسنا،أنه يعرف أين نحن الان |
O kulübenin yaninda dilini agzimdan çikarmaya çalistigim andan mi bahsediyorsun? | Open Subtitles | أتتحدّثين عن وجودنا معاً بجانب الكوخ عندما كنت أحاول إزالة الشظية من لسانها؟ |
Kalaşnikofumu ful otomatiğe aldım ve ve kulübenin tozunu çıkarttım. | Open Subtitles | وكبستُ كلاشينكوفي على الوضع الآليّ التامّ، وفجّرتُ ذلك الكوخ |
Yaz fırtınasından sonra esen ferahlatıcı bir rüzgar gibi kokuyordu ve sen bu kulübenin verandasından, Havana'nın ışıklarını görebilirsin. | Open Subtitles | ويمكنك أن ترى الأضوية عملياً من سقيفة ذلك الكوخ |
Tavuk kümesindeki boku temizle ve kulübenin arkasına at. | Open Subtitles | نظف القاذورات من قفص الدجاج والقيها خلف السقيفة |
Yapacağın şu, dışarı çıkacaksın çimlerin ötesinde bir kulübe var, kulübenin arkasında da bir merdiven var. | Open Subtitles | هذه ماستفعله.سوف تذهب للخارج بعد العشب يوجد كوخ صغير خلف الكوخ يوجد سلم |
Neredeyse iki blok ötede bu kulübenin son müşterisiyle tanışın. | Open Subtitles | من غير المحتمل على بعد عمارتين ... لنقابلالرجلالذيسيستخدم ذلك الكشك |
Birinin tavandan atlayıp kulübenin arkasına koşarak kaçma sesi. | Open Subtitles | صوت أحدهم يقفز على الخشب ويسرع لآخر الكبينة. |
- Şnorkelimle okyanusa dalmak istiyorum. - kulübenin oradaki gölde de yüzebilirsin. | Open Subtitles | ــ سأحضر أنبوب التنفس وأغوص في المحيط ــ يمكنك السباحة في بركة المقصورة |
Kendini o kulübenin duvarları arasına kapatıyorsun. | Open Subtitles | الانغلاق على نفسك فى هذه الكابينه |