Bu kabukları olağanüstü yönlendirme kabiliyeti omurgasızlar arasında alet kullanımının ilk bilinen örneğidir. | Open Subtitles | قدرته المدهشة على استخدام القشور هي أول دليل معروف لاستخدام الأدوات بين اللافقاريات |
İnsanlığın kaynak kullanımının ortadan yayıldığını düşünün. | TED | لذلك تخيل استخدام موارد بشرية تشع من الوسط |
Ben size çok küçük bir örnek verdim, tek bir şeyin, renk kullanımının değişime nasıl yol açtığını anlattım. | TED | أعطيتكم مثال صغير كيف أن شيء واحد، استخدام الألوان باستطاعته إحداث تغيير |
Görünen o ki, Alzheimer hastalığı beyindeki glikoz kullanımının aşırı düşük olmasıyla ortaya çıkıyor. | TED | الآن تم اكتشاف أنه في مرض الألزهايمر هناك عجز كبير في استخدام الجلوكوز في الدماغ |
Ailelerin, uyuşturucu kullanımının sabah 5 civarında arttığını bilmelerini istiyorum. | TED | وأريد من العائلات أن تعرف أن أسئلة تعاطي المخدرات ترتفع عند 5 صباحا. |
Bu firma binlerce ve milyonlarca çiftçiye Damlama Sulama teknolojisini getirmiş ve önemli ölçüde su kullanımının azaltılmasını sağlamıştır. | TED | هذه شركة أحضرت تكنولوجيا الري بالتنقيط للألاف والملايين من المزارعين وخفضت فعلياً من استخدام الماء |
Sanatın estetik değerinden öte bir kullanımının olmadığına inanıyorlar. | TED | يعتقدون أنه ليس لديه أي استخدام عملي خارج حدود قيمته الجمالية. |
Biz de güç kullanımının kaçınılabileceği durumları tanımlamaları için kendi verilerini nasıl güçlendirebileceklerini gösterdik. | TED | فشرحنا لهم كيف يمكنهم استغلال بياناتهم لتحديد الحالات التي يمكن فيها الاستغناء عن استخدام القوة. |
Adolesan pornografisi kullanımının bazı olumsuz sonuçlarla ilintili olmadığını bulan başka çalışmalar da vardı. | TED | وكان هناك دراسات أخرى لم تجد أنّ استخدام المراهقين للمواد الإباحية كان مرتبط بنتائج سلبية محددة. |
Ve evinizdeki cihazların bu algoritmayı kullanarak birbirleriyle konuşmalarını ve maksimum güç kullanımının nasıl minimize edileceğini belirlemelerini sağlıyorlar. | TED | ولها أجهزة داخل منازلكم تتحدث مع بعضها البعض من خلال هذه الخوارزمية، وتحدد كيفية تقليل استخدام طاقة الذروة. |
Kişisel dileğim, alternatif akım kullanımının tamamıyla yasaklanması olacaktır. | Open Subtitles | رغبتي الشخصيه هي ان امنع تماما استخدام التيار المتردد |
Kaynatılan bu ekstra su enerji gerektiyor ve su ısıtıcısı kaynamasından kaynaklanan bir günlük ekstra enerji kullanımının, İngiltere'deki bütün sokak lambalarını bir gece aydınlatmaya yeterli olduğu hesaplanmış. | TED | و جميع الماء الزائد الذي يغلى يحتاج الى الطاقة , و لقد تم حساب استخدام طاقة زائدة في يوم واحد من الغلايات كافي لإضائة جميع اضواء الشوارع في المملكة المتحدة ليلا |
1978'de ABD'de ve başka birkaç ülkede aerosol sprey kutularında CFC kullanımının yasaklanmasına yol açtı. | TED | هذا أدى في نهاية المطاف، إلى منع استخدام هذه المركبات في عبوات الرش المضغوطة في الولايات المتحدة وبعض الدول الأخرى في عام 1978. |
Öyle ki ikizini yaratmayı öğrenene değin başkaları için Nen kullanımının nasıl bir şey olduğunu unutmuşsun. | Open Subtitles | تعلّمك استخدام القرين انساك القدرة على استخدام "النين" لأيّ غرض آخر. |
- CDC, yanlış NZT kullanımının... - Bunun sen olmadığına sevindim. | Open Subtitles | - مركز مكافحة الامراض يحذر من اساءة استخدام العقار |
Çünkü, eğer telif hakkı kanunları, temelinde, kopya denilen şeyi düzenliyorsa sayısal dünyada kaçamayacağımız tek gerçek kültürün her bir kullanımının bir kopya yarattığıdır. | TED | لانه اذا كان قانون حقوق النسخ يسعى لتنظيم عمليات النسخ فإن هنالك حقيقة لا يمكن انكارها في العالم الرقمي وهي ان كل استخدام في ذلك العالم ينتج " نسخة " جديدة |
Öklidyen olmayan geometrinin babalarından biri olan Henri Poincaré, Öklidyen olmayan geometrinin varlığına inandı. Hiperbolik ve eliptik eğriliklere sahip düz-olmayan yüzeylerle uğraşırken uzun süredir düz yüzeyler için geçerli geometri kabul edilen Öklid geometrisinin evrensel bir gerçek olmadığını, sadece kuralların belli bir kümesinin kullanımının sonucu olduğunu ispatladı. | TED | هنري بوينكاري، أحد آباء الهندسة غير الإقليدية امن بوجود هندسة غير اقليدية وذلك بالتعامل مع الأسطح غير المستوية مثل التقوسات القطعية وبيضوية الشكل مثبتًا أن الهندسة الإقليدية ،المعتمدة على الأسطح المستوية هي ليست الحقيقة الوحيدة بل هي إحدى النتائج التي أتت من استخدام قواعد هذه اللعبة |
Böylece David ve ben, yapabileceğimiz en iyi araştırmayla bir kız çocuğunun parmaklarını bilgisayar ile buluşturmak için ne gerektiğini keşfetmeye karar verdik, ve böylece erkek çocuklarının bilgisayar oynadıkları için kazandıkları teknolojinin rahat ve kolayca kullanımının kızlar tarafından da kazanılmasını. | TED | لذا قررت أنا وديفيد أكتشاف ذلك من خلال الأبحاث التي بإمكاننا جمعها، مالذي يمكننا فعله للفت أنتباه الفتاة الصغيرة لتستخدم الحاسب الألي. وتصل إلى درجة من الراحة والسهولة في استخدام التقنية التي يملكها الصبية الصغار بسبب ممارستهم ألعاب الفيديو |
Görüşme esnasında uyuşturucu kullanımının her hangi bir işaretini göstermedi. | Open Subtitles | انه لم تظهر أي علامات تعاطي المخدرات خلال المقابلة. |
Birlikte maruana kullanımının belirtilerine bakalım ne dersin? | Open Subtitles | لنراجع بعض أعراض تعاطي الماريجوانا معاً حسناً؟ |
Uzun süreli alkol kullanımının ardından, ansızın kesince meydana gelir. | Open Subtitles | ويحدث ذلك عندما يكون هناك تعاطي للمشروبات الكحولية لفترة طويلة يعقبها امتناع مفاجئ |