Bu nedenle ABD'de uyguladığınız modellerin aynısı burada işlerin ilermesi için kullanamazsınız. | TED | لذا فلا يمكنك استخدام نفس النماذج التي تستخدمها في الولايات المتحدة لتدفع بالأشياء الى الامام. |
Bir şeyin uygun olması için, gerçekçi olması gerekir, bu yüzden ne yazık ki, bir anahtarı göz küresi olarak kullanamazsınız. | TED | لكي يكون شيء ما ملائمًا، يجب أن يكون واقعيًّا، لذا وللأسف، لا يمكنك استخدام مفتاح كعين. |
Ama maalesef bunu mahkeme salonunda kullanamazsınız. | Open Subtitles | لسوء الحظ، لا يمكنك إستخدامه في محكمة قانونية. |
- Cep telefonunuzu kullanamazsınız. | Open Subtitles | -سأحتاج إلى ثانيتان -لا تستطيعين إستخدامه هنا |
Söylediklerini mahkemede kullanamazsınız. | Open Subtitles | لا يمكنك استعمال اي من هذا في المحكمة |
Artık telefonlarınızı kullanamazsınız. | Open Subtitles | لا يمكنكم استعمال هواتفكم بعد الآن |
Bay Harper Wendy Vail'i davanızda kullanamazsınız. | Open Subtitles | سيد هاربر , لا تستطيع استخدام ويندي فيل في قضيتك |
Bayan, cep telefonunu kullanamazsınız. - İki saniye sürecek. | Open Subtitles | سيدتي, لا تستطيعين إستخدام هاتفك المحمول هنا |
Üzgünüz, ama telefonunuzu kullanamazsınız. Ben sizle buraya konuşmak için geldim. | Open Subtitles | آسف، ولكن لا يمكنك استخدام هاتفك سأحتفظ به |
Bu görüntüleri çıplaklık olursa kullanamazsınız değil mi? | Open Subtitles | لا يمكنك استخدام هذه اللقطات إذا كان يوجد بها تعري , أليس كذلك ؟ |
Affedersiniz bayan. Anlaşmayı doldururken kurşun kalem kullanamazsınız. | Open Subtitles | معذرةً آنستي، لا يمكنك استخدام قلم الرصاص لتعبئة البيانات |
Tüm binada bunlardan var, yani içeride güçlerinizi kullanamazsınız. | Open Subtitles | وأنه في جميع أنحاء المبنى، لذلك لا يمكنك استخدام الصلاحيات الخاصة بك في الداخل. |
Tüm binada bunlardan var, yani içeride güçlerinizi kullanamazsınız. | Open Subtitles | إنه منتشر بالبناء ولا يمكنك استخدام قدراتك بالداخل |
Şu yeni silahınız var ya, onu kullanamazsınız. | Open Subtitles | سلاحكم الجديد لا يمكنكم إستخدامه. |
Şu yeni silahınız var ya, onu kullanamazsınız. | Open Subtitles | سلاحكم الجديد لا يمكنكم إستخدامه. |
kullanamazsınız onu. | Open Subtitles | لن تستطيعي إستخدامه. |
- Cep telefonunuzu burada kullanamazsınız. | Open Subtitles | لا يمكنك استعمال هاتفك المحمول هنا |
Bir sonucu alıp öylece kullanamazsınız. | Open Subtitles | لا يمكنك استعمال النتيجة وحسب |
- O telefonu kullanamazsınız Bay Ramse. | Open Subtitles | سيد (رامزي)، لا يمكنك استعمال هذا الهاتف |
Hayır, hiçbir telefon kullanamazsınız. | Open Subtitles | لا، لا يمكنكم استعمال أي هاتف |
Aslında bu petro-kimyasal tesis gibi güvenli çevrelerde RF kullanamazsınız, antenlerde kıvılcım oluşturabilir. ama ışığı kullanabilirsiniz. bir sürü ışık görüyorsunuz orada. | TED | بيئة آمنة جوهريا مثل هذه المحطة البتروكيميائية لا تستطيع استخدام موجات الراديو ,انها قد تولد شرارة في الهوائي لكنها تستطيع استخدام الضوء ,انت ترى مصابيح كثيرة هناك |
İnene kadar onu kullanamazsınız. | Open Subtitles | ـ لا يمكنك إستخدام هاتفك حتى نحط, سيدي. |